Ben Ramazan ayı boyunca tüm iftarlarımı mümkün olduğunca ailemle yaparım. Bu benim özelimdir. Bir Gazeteci büyüğüm; “Belediyelerin iftar sofrası show’ları artık son bulsun” demiş. Arkasından bilen bilmeyen, aklı yeten yetmeyen çok sayıda yorum var. Herkesin fikrine saygı duyarım. Ama; bu olaya pencerenin tek kanadından bakmamak lazım. Yemekler istenilen kalitede olmayabilir. Bunun eleştirisine bir şey diyemem. Bu yemeklerin parası öncelikle belediyelerden değil, işadamı-sponsorlardan çıkar (Zenginden alıp fakire verme olayı diye değerlendirip teselli olabilirsiniz). Burada yemek yiyip karın doyurmanın yanı sıra, bir mahalle kültürü var. Mahallelinin bir biri ile buluşması söz konusu. Protokol elbette olacak.. Çünkü Belediye Başkanı, Kaymakamı, adı her neyse idarecisi masaları tek tek dolaşıp, iftara gelenlerle “hoşgeldiniz” babında kaynaşma sağlamaktadırlar. Bu durum idareci-vatandaş kaynaşmasına büyük katkı sağlamaktadır. Öyle masalarda zenginlerin dolu olmadığını hepimiz biliyoruz. Geçen yıldan tecrübelerim o dur ki; zengini-garibanı, memuru-esnafı aynı sofrada buluşup, Mübarek Ramazan ayının maneviyatını paylaşmaktadırlar. Lütfen bardağın dolu tarafını görelim, iftar yemeklerinin esasında değil, usulünde hata olabilir. Bu konu üzerinde yoğunlaşıp, gelecek zamanlarda daha iyisinin yapılması hususunda yöneticilerimize halkın gözü kulağı ve sesi olarak ışık tutalım. Bu mevzuu içli köftelik mevzuu değildir..