‘Başarının en iyi göstergesi dayanıklılık ve cesaret sahibi olma, başarısızlıkla karşılaşıldığında yeniden başlayabilme gücüdür. Eğer rahatsızlık verici durumlarla ya da başarısızlıkla karşılaşmaktan alıkonduysanız bu duygularla başa çıkmayı hiç öğrenemezsiniz.
Aslında Her şey özgüvene dayanıyor.
Eğer öğrenciler, gayet doğal bir insanın özelliği olan hatalarıyla yirmili yaşlarının başına gelmeden önce karşılaşmamışlarsa çocukluklarında edinmiş olmaları gereken; ´silkin, düştüğün yerden kalk, cesaretini kaybetme, dirençli ol, yılma, yeniden dene, azimli ol, sonuna kadar mücadele et, çabala.´ Zihniyeti ve becerilerinden yoksunlar demektir.´ Hatalarından dolayı utandırılmadan, bunun doğal bir durum olduğunu kabullenip, doğruyu yapmak için yeniden deneme cesaretini göstermelidirler. Başarısızlık korkusu ve mücadeleye uyum sağlayamama eksikliği hiç hata yapmasına fırsat verilmeyen veya hata yaptığında anne-babalarınca utandırılan çocuklarda oluşur.
Yanlış yapmayı göze almazsanız, farklı, özel bir şey yapma ihtimaliniz yoktur.
Yetişkinlik dönemi geldiğinde çocuklar o kapasiteyi kaybetmiş oluyor, yanlış yapmaktan korkan insanlar halini almış oluyorlar.
Oysa bir engelle karşılaşıp sendelediğinizde, kalkıp üstünüzü silkelemeniz ve yola devam edebilmeniz gerekir.
Zorluklara direnememe hata yapmaktan korkanların özelliğidir.
Dayanıklı olmak demek; bir şeyler ters gittiğinde yılmayıp, yeniden başlayabilme becerisine sahip olmak demektir.
Bu sayede devam edebilme iradesi gösteririz.
Dayanıklılık aynı zamanda hayat boyu öğrenme isteğini koruma ve iş değiştirmeme ve evlilikte boşanmama ile orantılıdır.
Dayanıklılık uzun süre direncini korumaktır.
Gelişme odaklı düşünce şeklinin mantarası ilerlemeye devam etmek, denemeye devam etmek ve varmak istenilen yere ulaşmak için çabalayarak öğrenme, gayret etme ve çabadır.
Zorluklarla başa çıkmayı öğrenememiş olmak, iş hayatına atılmış gençlerin de en büyük sorunudur. İşverenler işten kaçmayan, dayanıklı, zorluklarla mücadele eden, karşılaştığı zorluklara çözüm üretebilen gençlerle devam ederler.´
Çocuklarımızın dayanıklı insanlar olarak yetişmesine yardımcı olmak için lütfen onların yerine siz yapmayın, bırakalım kendileri yapsınlar, hatalı da olsa kendileri yapsınlar, hata yapsınlar. Hatalarından ders çıkarabilsinler.
HATALAR, ÇOCUKLARIMIZIN EN İYİ ÖĞRETMENLERİ OLABİLİRLER.
Denemeden, uygulamadan, hata yapmadan öğrenilemez.
Böylece işler iyi gitmediğinde bununla başa çıkabilirler.
Çocuğumuzu acı çekerken görmeyi hiçbirimizin yüreği kolay kaldırmaz.
Ama çocuklarımızın, hayatın yükünü omuzlayan ve sonuna kadar vazgeçmeyen insanlar olmalarını nasıl bekleyebiliriz?
Evlerinin konforundan, annelerin aşırı korumasından uzaklaşıp acımasız dış dünyayla karşılaştıklarında korkup geri eve kaçmayan savaşçılar nasıl olacaklar?
Onlara hep bu kadar çok şey sunulursa, bu kadar aşırı korunursa, onların yerine her şey bu kadar annelerince yapılırsa, mahrumiyet duygusunu hiç yaşamazlarsa, kendileri yapıp, deneyip, uğraşmazlarsa başarma ve başarıya acıkma hislerini nasıl duyabilirler?
Hayat, mücadeledir.
Kendi hayatlarını yaşama, mücadele, dayanıklılık, gerçek zorlukları yaşayarak kazanılır, satın alınamaz veya üretilemez.
Güçlü ve dayanıklı, mücadeleci, azimli, cesaretli, dirençli, yılmayan çocuklar yetiştirmek için: Aynı zamanda geri çekilmeyi bilin, denemesi için çocuğunuza fırsat verin.
Risk almalarına ve hata yapmalarına fırsat verin.
Deneyimleyerek olgunlaşmalarına yardımcı olun.
Çocuğa, önemli olan senin çabandır, mücadelendir, denemen güzeldir, deyin.
İma etmeden hatayı belirtip, yeniden denemeleri için cesaretlendirin.
Kendiniz hayatınızdaki hatalarınızdan gülümseyerek bahsedip, yeniden denemelerinizi anlatıp örnek olun.
‘Anne babanın ortak hedefi çocuğu yaşama hazırlamaktır.
Bu hedefi benimsemiş anne şunu bilir: Çocuğun karşılaştığı zorluklar, farklılıklar ve yaptığı tökezlemeler onun için en iyi öğrenme fırsatlarıdır´.
Nasıl biri olmaları ve ne yapmaları gerektiğini söylemek yerine oldukları kişiye destek verin.