Yeni kabul edilen Hayvanları Koruma Kanunu'ndaki değişiklikler, toplumun büyük bir kesimince "katliam yasası" olarak nitelendiriliyor.
Bu kanun, özellikle sahipsiz hayvanların hayat hakkını hiçe sayan ve yerel yönetimlere ötanazi konusunda geniş yetkiler veren maddeler içeriyor.
Kanunun en tartışmalı maddelerinden biri, yerel yönetimlerin sahipsiz hayvanlara yönelik yürüttüğü iş ve işlemlerde Avrupa Sözleşmesi kapsamında gerekli idari tedbirleri almaya yetkili kılınması. Bu madde, yerel yönetimlerin keyfi uygulamalarına zemin hazırlayarak, hayvanların yaşam haklarının daha kolayca ihlal edilmesine neden olabilir.
Özellikle "sahipsiz hayvan" tanımının genişletilmesi ve ötanaziye ilişkin kısıtlamaların gevşetilmesi, hayvan hakları savunucularının tepkisini çekiyor. Kanun, hayvanların yaşam hakkını değil, aksine yaşamlarını kolayca sonlandırma hakkını ön plana çıkarıyor.
Dini açıdan bakıldığında da hayvan öldürmenin büyük günah olduğu İslam dininde yer almaktadır. Kur'an-ı Kerim'de hayvanlara iyi davranılması ve onlara eziyet edilmemesi emredilir. Bu yeni yasa, bu temel dini değere aykırıdır ve hayvanlara karşı işlenen suçları meşrulaştırır niteliktedir.
Bu kanun, hayvan hakları konusunda önemli geri adımlar atıldığının göstergesi olarak değerlendiriliyor. Toplumun büyük bir kesimince kabul görmeyen bu yasanın yeniden gözden geçirilmesi ve hayvanların haklarının korunmasına yönelik daha kapsamlı düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde, ülkemizde yaşayan milyonlarca canlının hayatı tehlike altında olacaktır.
Bu kanunun yaratacağı olası sonuçlar arasında şunlar sayılabilir:
-
Hayvanlara karşı şiddetin artması: Kanunun yarattığı algı, hayvanlara karşı şiddetin artmasına ve hayvan haklarının daha az önemsenmesine yol açabilir.
-
Toplumun vicdanının yara alması: Bu kanun, toplumun vicdanını yaralayacak ve hayvan sevgisi yerine nefret duygularının yaygınlaşmasına neden olabilir.
-
Ülkemizin hayvan hakları konusunda uluslararası arenada itibar kaybetmesi: Bu kanun, ülkemizin hayvan hakları konusunda geri adımlar attığı algısı yaratacak ve uluslararası arenada itibar kaybına neden olabilir.
Sonuç olarak, kabul edilen bu kanun, hayvan hakları konusunda önemli bir geri adım olarak değerlendirilmelidir. Bu kanunun acilen gözden geçirilmesi ve hayvanların yaşam haklarının korunmasına yönelik daha kapsamlı düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak mümkün olmayacaktır.