Türk insanının en büyük özelliklerinden biriside ve en önemlisi devletine, toprağına ve namusuna sahip çıkar ve leke sürülmesine göz yummaz. İşte bunu en güzel örneklerinden birisi 1919 yılında başlayan kurtuluş savaşıdır. Bu savaşta Maraş öncülük etmiş ve ilk silahı ateşleyerek kurtuluş savaşını başlatmıştır.
Çünkü: Dünyanın gözü bu coğrafyada, bu coğrafyada zenginlik var bu coğrafyada doğal güzellik bu coğrafyada tarihi zenginlikler vardır. Bu değerlere sahip olduğumuz için hep başımız dertten kurtulmuyor.
Şimdide İDLİB belası var, karşımızda; yalnız Suriye değil. Aynı zamanda Rusya ve İran’da var. 27 Şubatta İDLİB te kahraman askerlerimizin şehit edilmesi…
Millet olarak hepimizi yasa boğdu… Diğer taraftan da kendimize getirdi diyebiliriz. Şimdi Türk ordusu İHA ve SİHA’ larla destan yazıyoruz. Hava sahasının kapalı olması elbette sıkıntılı bir süreç. Türk insanı ve askeri gücü beklenmedik yerde, harikalar yaratacak kıvrak zekâya sahip. Son günlerde verilen rakamlar hiçte azımsanmayacak rakamlar değil. Kurtuluş savaşında Türk insanları her tarafı İngiliz, Fransız ve Yunanistan tarafından işgal edildiğinde tüm olumsuzluklara rağmen bu ulusumuzu kurtarmış ve yeniden ülkemize sahip çıkmışlardır. İşte o ulusun şimdiki varisleriyiz. Elbette sıkıntılı süreçten geçiyoruz. Ama umudumuz, heyecanımız ve inancımız son derece yerinde. İDLİB den gelen haberlerde Esed güçleriyle vekâlet savaşı veriyoruz. Bu güçlere karşı verilen savaşta tesirsiz hale getirilenler, düşürülen uçaklar, helikopterler ve birçok modern silahların yok edilmesi veya ele geçirilmesi moralimizi yerine getirdi.
Son zamanda siyasilerimiz, insanlarımızı ötekileştirdikleri bir süreçte, Tüm siyasi parti liderleri, STK ve diğer kamu kurum ve kuruluşları Türk bayrağı asarak hep birlikte ele ele gönül gönüle birlik mesajları verdiler. Bize karşı vekâlet savaşı veren ülkelerin önce dirlik ve birliğimize bakarak hareket ederler. Biz önce iç barışı sağlayarak bunu dünyaya gösterdik. Şimdi sıra İDLİB de onunda üstesin geleceğiz o günler çok uzak değil.
Elbette bunlardan ders almamız da bizim en büyük gerçeğimizdir”. Bir husumet bin nasihatten iyidir” derler. Yukarıda bahsetmiştik. Osmanlıdan gelen ve Cumhuriyet döneminde yapılan birçok askeri darbe bu ülkeyi hep geriye götürmüştür. En kötü demokrasi en iyi askeri vs. darbelerden daha iyidir. Bunları hep yaşayarak gördük. En son yaşadığımız FETÖ başarısız darbe girişi bile ülkemize çok büyük zararı dokunmuştur. Her darbenin ülke ekonomisine ve insanına ne kadar zarar verdiğinde halen yaşmakta oluğumuzda bira gerçektir.
Bunun başında en önemli etken elbette eğitim. Ancak bizi ayakta tutan demokrasimizdir. Ülkemize demokrasi çok erken gelmişi olabilir ama demokrasimizin giderek içimize sindiğini de görmekteyiz. Bunların hepsi demokrasimize sahip çıkmakla olmuştur.
Kıbrıs barış harekâtında, ordumuzun ne kadar araç gereç eksikleri olduğunu görmüşler. Bundan ders çıkartan o zamanın devlet adamları “Kendi silahını kendin yap kampanyasıyla “bu günkü modern silahları üretmemizi sağlamıştır… İşte o yıldan bu zamana kadar şu anda kullandığımız modern araç gereç ve silahları kendimiz üreterek hem deneme hem de kullanma imkânı bulduk. İşte kendi üretimimiz olan İHA ve SİHA’ lar . Karşımızda savaşan güçleri moral ve hayal kırıklığına uğurlattı.
Sonuç olarak Tüm olumsuzluklara rağmen kenetlenmemize neden olduğunundu da burada ifade etmeliyiz.