Aralık 2019’da ortaya çıkan yeni tip koronavirüsün, tüm dünyada hayatı durma noktasına getireceğini kimse düşünemezdi. En kötü senaryo gerçekleştiğinde Türkiye’de takvimler 16 Mart 2020’yi gösteriyordu. Yüz yüze eğitime ara verilmesinin üzerinden ise tam 15 ay geçti.
Milyonlarca öğrenci, öğretmen, eğitim kurumu ve veli için, bu süreç çok zor oldu, bunaldılar, yoruldular; çok yalnız kaldılar ama asla pes etmediler… Maltepe Üniversitesi, pandemiyle geçen bu zorlu yılın hikâyesini “Birlikte Başardık” sloganıyla belgesel film ile ekranlara taşıdı. Türkiye’nin dört bir yanında tarlada, kentte, dağ başında, sokakta, evde eğitimine devam etmeye çalışan öğrenci, veli ve öğretmenlerin kamera karşısına geçerek yaşadıklarını anlattıkları film, pandemiyle geçen üç eğitim döneminin fotoğrafını çekiyor.
TÜRKİYE NASIL BAŞARDI?
Birleşmiş Milletler’in pandemi raporuna göre, dünya çapında salgından etkilenen öğrenci oranı yüzde 94. Bu oran 1,58 milyar çocuk ve gence denk geliyor. Üstelik en az 50 milyon öğrenci teknolojik imkânsızlıklar nedeniyle uzaktan eğitime erişemedi.
Peki ya Türkiye’de?
Eğitime ara verilmesi kararının hemen ardından MEB ve YÖK, tüm seviyelerdeki sınıf ve okullar için canlı ders için düğmeye bastı. Kısa zamanda EBA, Türkiye'de en çok ziyaret edilen 10., dünyada ise 3. eğitim sitesi oldu. Üniversitelerin tamamı da uzaktan eğitime geçti ve 8 milyonu aşkın öğrenci kesintisiz eğitim aldı. Türkiye şu anda 30'dan fazla ülkeye uzaktan eğitim sürecindeki deneyimini aktarıyor, dünya çapında yeni yatırımlar planlıyor.
SABRIN, EMEĞİN, ÇABANIN HİKÂYELERİ…
Hazırlanan belgesel film, işte bu zorlu yolculuğun yapıtaşlarını anlatıyor. Vanilla Media yapımcılığında hayata geçirilen filmin amacı, Türkiye’nin uzaktan eğitim hikâyesindeki kahramanların seslerini duyurmalarını sağlamak… Belgesel film için Van’dan İzmir’e, Erzincan’dan İstanbul’a Türkiye’nin dört bir yanı karış karış dolaşıldı, yediden yetmişe öğretmeninden öğrencisine eğitim halkasının her kademesine mikrofon uzatıldı. Tamamı gerçek hikâyelerden ve röportajlardan oluşan filmin bazı başlıkları şöyle:
Dağın başında, evinden uzakta, elinde tablet, internetin çektiği yeri bulmaya çalışan, tarlada ailesine yardım ederken derse bağlanan, anne babasının kuaför dükkânını okula çeviren, maskeyle okula devam etmek zorunda kalan, sınava hazırlanan, ders çalışan, ders dinleyen, diplomasını törenle alamayan, karnesini öğretmenin elinden alamayan, evinde mahsur kalan sayısız öğrenci…
Her gün hastaneden eve geldiğinde çocuklarına “Acaba virüs bulaştırır mıyım” diye endişe eden sağlık çalışanı, günlerce eve uğramadan çalışan doktor, virüs ortamında görev yapan eczacı veliler, online ders verirken yan odadaki çocuğunu saatlerce görmeyen öğretmenler, çalıştığı için çocuğunu gün boyunca evde yalnız bırakan ebeveynler…
Yoğun bakımdaki yakınını beklerken hastane bahçesinden bağlandığı sınıfına ders vermeye çalışan, boş sınıfındaki sıralara oturup cep telefonundan evdeki öğrencilerine dersini anlatan, sınavlara hazırlayan, ne yaşarsa yaşasın öğrencisinin moralini yüksek tutsun diye gülümseyerek derse başlayan, her şartta eğitim vermek için üstün çaba sarf eden öğretmenler…
Ve bu süreci yorumlayan akademisyenler, bilim insanları, uzmanlar, idareciler…
Belgeselde Türkiye’nin uzaktan eğitim serüvenini yorumlayan bilim insanları ise şöyle: Maltepe Üniversitesi’nden Rektör Prof. Dr. Şahin Karasar, Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İoanna Kuçuradi, Eğitim Fakültesi’nden Doç. Dr. Hasret Nuhoğlu, Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Dr. Öğr. Üyesi Aşkın Kaplan, Konservatuar Müdürü Prof. Çiğdem İyicil, Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Emre Zengineken ve Marmara Eğitim Kurumları Rehberlik Koordinatörü Nevin Çiftel…
“KENDİ HİKÂYEMİZİ YAZDIK”
Maltepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şahin Karasar, Türkiye’nin uzaktan eğitim mucizesini anlatan belgesel filmin; yaşanan zorlukları, emeği, sabrı, gülmeyi, ağlamayı, yorulmayı, ama asla pes etmemeyi anlattığını söyledi. Karasar, “Pandemi sürecinde eğitimin sürmesi çok önemliydi. Kendi hikâyemizi yazdık” dedi.
Uzaktan eğitimin pandemi şartları nedeniyle mecburiyetten tercih edildiğini ancak en iyi haliyle icra edildiğini anlatan Prof. Dr. Karasar, şöyle devam etti:
“Eğitim sistemi pandemi sürecinde hem kendisini ispat hem de eksiklerini görebilme fırsatı buldu. Elbette zorlandık, aksaklıklar oldu, ama elbirliğiyle, iyi niyetle, çabayla, azimle aştık. Eksikler elbette var, hiçbir sistem mükemmel değildir. Ancak önemli olan bunun farkında olmak, çözümleri üretmeye çalışmak. Bu nedenle ‘Birlikte Başardık’ sloganıyla ekranlara taşıdığımız filmimiz ile, bu süreci sayelerinde atlattığımız başta tüm öğrencilerimize, ama en çok öğretmen ve velilerimize teşekkür ediyor, emeklerine ve sabırlarına selam gönderiyoruz”
ÖĞRENCİLER NE ANLATTI?
Hayrunnisa Demir (İlköğretim öğrencisi): “Evimizde internet bağlantısı kopuyordu, evin yakınındaki bir dağa, tepeye çıktım, baktım internet çekiyor, derse orada girmeye başladım. Eskiden bilgisayardan hiç anlamazdım, şimdi daha rahatım”
Cihangir Işık (İlköğretim öğrencisi): “Tabletim, bilgisayarım yok. Dersleri televizyonda izledim. Resim çizdim, gezdim, kuzulara baktım.”
Melisa Karayurt (İlköğretim öğrencisi): “Annemgil, babamgil çalışıyor, ben burada (tarlada) derse girdim.”
Yusuf Ali Tulgay (İlköğretim öğrencisi) Annem babam kuaför. Gündüz olduğunda dükkanı açıyoruz, akşam olunca birlikte kapatıyoruz, bütün derslerime buradan bağlanıyorum. Kardeşim de yanımda, ona da yardım ediyorum”
Elanur Yılmaz (Lise öğrencisi): Başlarda çok zorlanıyorduk. Alışamadık. Dersleri kaçırıyorduk. Bazen tam çekiyor, bazen çekmiyor giremiyorduk derslere.
Mustafa Semih Güzelkaya (İlköğretim öğrencisi): “Bağlantı sorunu oluyordu başta. Ama sonradan hiç olmadı.”
Sena Unut (Üniversite öğrencisi) “Pandemi dönemi mezunlarından olacağım. Online kep atanlardan olacağım. Teorik bilgimin eksik olacağını düşünmüyorum ama pratik bilgim eksik kaldı.”
Murat Bingül (Üniversite öğrencisi) “Mardinliyim. Pandemi döneminde okulun yurduna yerleştim, çalışmaya başladım.”
Kerem Utkan (Üniversite öğrencisi): “Her pandemi dönemi öğrencisi gibi uzaktan mezun olacağız. Ailem için çok buruk bir dönem oldu, her aile gibi beni kep atarken görmek isterlerdi.”