Halkımıza ve milletimize de bir çağrım var:

Her duyduğunuzu, gördüğünüzü ve okuduğunuzu iyi süzgeçten geçirin! Niye mi? Çünkü hiçbir şey göründüğü gibi olmayabilir. Bizler öncelikle elimize yüce kitabımızı alalım ve okumaya başlayalım akabinde ve detayında Efendimizin hadisini de takip etmeyi unutmayalım. Bırakalım şu ne idüğü belirsiz dizileri, programları ve yarışmaları. Hepsi birer oyalama… O yapımcılara da bir mesajım var: Arkadaş bu millete yaraşır programlar hazırlayın, diziler çekin; çekin ki hep beraber tabiri caizse şaha kalkıp kalkınıp ilerleyelim. Bizim örf ve adetlerimiz olsun bu karelerde, gelenek ve görenekler olsun…

                Eee efendim biz de bunu yapıyoruz zaten, diyenlere lafım: Bu milleti ve halkı siz daha tanımamışsınız. Aklıselim bir ailede ve çevrede hiçbir insan kaba kuvvet kullanmaz, bağırıp çağırmaz; vurup kırmaz. Bir kere bizler her ne kadar resmiyette laik bir cumhuriyetsek aslımız (dini olarak ifade ediyorum) Müslümandır. Müslümanlıkta bırakın vurup kırmayı ve öldürmeyi; kötü söze dahi yer yoktur. Dinimiz bunları asla kabul etmemiştir ve hoş da görmemiştir. Efendimiz buyurmuyor mu ki: “Ya hayır konuşunuz ya da susunuz!”

                Hazır insanoğlu sizin bu saçma sapan filmler yüzüne - bir adama on sefer deli dersen deli olur misali- şiddeti, tacizi, tecavüzü, cinsiyet değiştirmeyi, hırsızlığı, yalanı gibi abes şeyleri öğrenip uygulamaya geçiyor. Bunlara müsaade edilmemesi gerekir. RÜTÜK olarak, yapımcı olarak, oyuncu olarak ve dahi ülke olarak. Çaktırmadan bunları bilinçli yapanlar varsa eğer (iç ve dış şer odaklar) bu münafıkları tespit edip gereken cezaların verilmesi elzemdir. Elzemdir ki yaptıkları bu alçaklıkların cezasını çekenler de görenler de bir daha bu işlere meyletmesinler.

                Gelelim şu sahte kahramanlara… Kim mi bunlar? Kim olacak canım fi tarihte Fatih’in dediği gibi: “Bizim kudretimizin ulaştığı yerlere onların hayalleri bile ulaşamaz!”  cümlesine istinaden söylüyorum. Batman, süperman, örümcek adam gibi sahte kahramanlar… Yeter artık! Bunların birer hayal ürünü olduğunu bu çocuklarımıza küçük yaştan itibaren anlatalım. Bizim Fatih’imiz var! Bizim Kara Murat’ımız var! Bizim Malkoçoğlu’muz var! Bizim Sütçü İmam’ımız var! Var da var çok şükür. Bunları su yüzüne çıkaralım. Biz bu toprakları bu gibi yiğitlerle kanlarımızla şerefimiz ve onurumuzla aldık. Hakikati haykıralım, anlatalım… Bitsin şu içinde bulunduğumuz atalet, bitsin miskinlik! Yetişir artık! Uyanma vaktimiz geldi de geçiyor bile…

                Bu psikolojik savaşa dur! diyelim. Bunlarla ezip geçemezler bizleri. Gelmeyelim oyuna; bu halkın aklıyla, duygularıyla oynamasınlar. Esiri olmayalım bu hainlerin, kalleşlerin. Bizim namazımız var, sarılalım; dosdoğru kılalım namazımızı. Kimseyi aldatıp kandırmayalım… “Bizi aldatan bizden değildir.” Kutsi hadisi unutmayalım! Her an için canlı, zinde ve uyanık olalım. Bu toprak, bu vatan ve dahi bu alem bize emanettir. Emanete sahip çıkalım. Çıkmazsak eğer elbet çıkacak biri olur; fırsat vermeyelim. Bunun içindir ki:

Öncelikle kendimizi düzeltmeliyiz.

Değerlerimize sahip çıkmalıyız.

Kitabımızı elden düşürmemeliyiz.

Allah’a yaraşır bir kul; Efendimize layık bir ümmet olmalıyız.

Hoşgörülü olmalıyız.

Birbirimizi iyi anlayıp dinlemeliyiz.

Doğruluktan asla şaşmamalıyız.

Ayrımcılık, ırkçılık; şuculuk buculuk yapmamalıyız.

İstediğimiz şekilde değil; bir başkası böyle istiyor da değil. Allah nasıl istiyorsa öyle yaşamalıyız.

                İşte bu ve benzeri durumlara gereken hassasiyeti gösterirsek çevremizde ve dünyada zulümler biter, cinayetler biter, kadın şiddeti biter, çocuk istismarı biter… Biter de biter velhasılı.

                İçimizden biri çıkıp da diyebilir ki: Efendim, böyle bir dünya yok!

Bu ve benzeri sorulara cevabım şudur: “İslamiyet baki; batıl fanidir!” Ümitsizliğe yer yoktur! İşin bir ucundan tutup düzeltmeye çalışmalıyız. İnşirah suresini unutmayalım…

Devam edecek

ÇOCUK İSTİSMARINA HAYIR!