Korona virüs salgınından önce çeşitli problem ve sorunlarla zorla yürütülmeye çalışılan toplum ve hayat düzeni salgınla birlikte iyice anormalleşerek daha da sıkıntılı hale geldi.
Sevgi saygının tükendiği bir toplum halindeyiz.
Bilgi kirliliği yaşayan bir ülkede, bir şehirdeyiz.
Teknoloji bizi alt üst etti, en büyüğümüzden tutun en küçüğümü Telefon, Tabletten kafa kaldıramaz olduk.
Kahramanmaraş Caddeleri Telefoncu, İnternetci, Telefon Operatörcüsü (Türkcell,Vodafone, Türktelekom)
Ülke ve dünya gündeminin çok sık değiştiği, ya da değiştirildiği ve toplum mühendisliğinin en katı yöntemlerinin uygulandığı günümüzde birey ve toplumların huzur ve mutluluk arayışları da aynı şekilde devam etmektedir.
Korona virüs ve benzeri diğer salgınlar, iklim değişikliklerine bağlı doğal afetler, uyuşturucu başta olmak üzere zararlı alışkanlıklardaki hızlı yükseliş, giderek bozulan ekonomik dengeler, kirletilmiş veya yıpranmış siyaset ve yönetim modelleri, kaybedilmekte olan inançlar ve umutlar, çökmekte olan ahlaki ve insani tutum ve davranışlar artık tüm insanlığı ciddi manada tehdit etmeye devam etmektedir.
İnsanlığın temel iki sorunu ya da başka bir deyişle, refahın ve mutluluğunun önündeki en büyük iki engel diyebileceğimiz; cehalet ve yoksulluk ne yazık ki adına “pandemi süreci” denilen bu zaman zarfında katlanarak artmaya devam etmiştir.
Yoksulluk ve cehalete terk edilmiş mazlum ve mustazaf durumundaki milyarca insana karşılık, öteki tarafta aşırı ve düzensiz beslenme nedeniyle sağlığını kaybeden ve aynı zamanda kitlesel haber aygıtlarıyla da hakikatle arasına duvar örülmüş milyarlarca sürüleştirilmiş insan yığınları bulunmaktadır.
Dünya sahnesinde ifratla tefrit arasında gidip gelen yönünü ve hedefini şaşırmış yedi milyar küsur insanla onu gütmek, sömürmek, kendilerine kul etmek ve batıl yollara sokmak için uğraşan bir kısım şeytani küresel odakların karşılıklı hamlelerini izlemekteyiz.
Sosyal bir varlık olan ve hayatını ancak diğer insanların yardımı ve birlikteliği ile sürdürebilen insan, güven içerisinde rahat ve huzurlu bir hayata sahip olmak için eğitilmeye, öğrenmeye, çalışmaya, çoğalmaya, üretmeye ve kazanmaya mahkûmdur.
İnsanın elinden bu zaruri eylemlerin alınması demek onun hayatının sınırlandırılması ve geleceğinin karartılması demektir.
Okulların ve eğitim kurumlarının kapatılmasıyla evlere hapsedilen çocukların ve gençlerin daha önce okulda öğrendiklerini ve kazandıklarını bu süreçte unuttuklarına üzülerek şahit olmaktayız.
Uzaktan eğitimin yapıldığı bu süreçte eğitimde asla hedeflenen hiç bir başarı elde edilememiş ve çeşitli imkânsızlıklar nedeniyle öğrencilerin önemli bir bölümü de eğitimin çok uzağında kalmışlardır.
Ailenin çeşitli tehditler altında hayat mücadelesi verdiği günümüzde aileye yönelik yıkım faaliyetlerinin giderek arttığını görmekteyiz.
Buda iletişimin kopukluğundan kaynaklı, Teknolojinin hayatının ne kadar etkilediğinin göstergesi dir düşüncesindeyim.