Zamanında çok ifade ettim ve şimdide ifade ediyorum.

Başıboş kişiler spor alanlarına girerse Futbol sahalarıarenalar a dönmeye mahkum kalır diye…

Bu işin bir pordüsürü bu işin bir kimliği vardır.

Tabi kime anlatmaya çalışıyorum ki…

Alta tükürsem sakal, üste tükürsem bıyık misali…

90 dakikalık bir takım oyunundan bugün milyonlarıpeşinden sürükleyen dev bir tutkuya dönüşen futbolda her şey kontrol edilemezbir hızla büyüyor ve değişiyor.

 Oyuna her geçengün yeni aktörlerin dâhil olduğu milyar dolarlık küresel endüstride kulüpler,yıldız oyuncular, taraftarlar, sponsorlar, yöneticiler ve profesyoneller herkesbu değişimden az ya da çok nasibini alıyor.

Futbol sahalarındaki fanatizmin ve şiddetin birçok etkenivar.

Toplumların gelişmişlik düzeyleri, sosyo-kültürel,çevresel ve politik faktörler hatta genetik özelliklerin bile fanatizm ileyakinen etkileşimi söz konusudur.

Türk Futbolu nereye gidiyor, nasıl yol alır onubilemeyiz.

Amma lakin Yerel Amatör de bile bu işin içinden çıkılmazoldu.

Hiç saygı kalmadı, önüne gelen sahaya giriş yapıyor.

Antrenörüm diyor yedek kulübesinde, Basınım diyor ortakulübede, Hakemim diyor giriyor, Başkanım diyor orta kulübede sonrada olayolunca hücum…

Yok be kardeşim bu iş böyle yürümez.

Orada işi olmayan yer almamalı.

Basın Kale arkasından başka yerde iş yapmaz, yapamaz…

Hoca Yedek Kulübesinin sınırlı çizgisinden başka yerdegörev yapmaz, yapamaz.

Başkan Yeşil alana zaten girmez, giremez.

Hakem maçı yönetiyor yedeğe gerek yok.

Orta kulübe kime ait diye soracak olursanız.

Orada asıl Görevli olan Sağlıkçı, Saha komseri, Gözlemci,ASKF Temsilcisi, İl Temsilcisi yada yetkilisi…

Ama maalesef Gözlemci, ASKF Temsilcisi, İl Temsilcisiyada yetkilisine dahi başı boş adamdan yer kalmıyor ki…

Hal Böyle olunca da Saha kontrolü olmuyor ya hakemfaciası, yada Futbolcu faciası…

Artık futbol denince aklımıza öfke geliyor.

Geçtiğimiz hafta Amatör futbolun Emektarı Ömer Kahveci(Ömer Baba)’ya saldırmayı göze koyan bugün neler yapmaz.

Pazar günü oynanan Erkenez- Maraşspor maçı aynı keza…

Öfke her geçen gün artıyor. 

Öfke kavramı psikoloji sözlüğünde “engelleme, saldırıyauğrama, tehdit edilme, yoksun bırakma vb. gibi durumlarda hissedilen vegenellikle kişiye yönelik saldırgan davranışlarla sonuçlanabilen oldukça yoğunolumsuz bur duygu” olarak tanımlanmıştır.

İnsanların öfkelerini ifade ediş şekilleri ve şiddetifarklıdır.

Her insan farklı bilişe ait yapıya sahiptir.

Dolayısı ile nedenleri algılama, yorumlama ve bedenindeyaşama şekilleri farklı olacaktır.

Öfkeyi ifade biçimimiz öğrenmemizle de ilgilidir.

Son yıllarda artan şiddet olaylarında öfkenin rolünü gözardı edemeyiz.

İnsani ilişkilerin, teknolojinin de etkisiyle, en altdüzeye indiği ve her şeye “madde, çıkar” bakıldığı günümüzde öfke kontroledilmez durumdadır.

Bu tablo insanların iç dünyalarında bir birikmişlikmeydana getirir.

Doğal olarak engellemeler, yoksunluklar arttıkça bubirikim çoğalacaktır.

Öfkeli ve şiddete eğilime yüksel alan kişileri çoğunluktaolduğu toplumda en ufak kıvılcım patlamaya yol açar.

Futbol maçlarını şiddete davetiye çıkarmaktadır.

Rakip takımların tarafları birbirlerine kardeş değil,sanki düşman gibi görüyorlar. En ufak bir engellenme öfkeye davet ediyor, dahasonra çatışmalar başlıyor.

Geçmiş dönemde olanları unutmak mümkün değildir.

Maalesef çoğu insana göre futbol bir spor dalı değildir.

Seyircinin toplandığı, tezahürat yaptığı, bazı durumlardaarbede çıkardığı gösteri oyunudur.

Bazı hallerde şiddete varan eylemler oluyor, ölümlesonuçlanan maçlar da mevcut.

Ancak, madde bağımlılığının önlenmesinde futbolunşöhretinden yararlanmak mümkündür.

Şimdi Hakemler önlem olarak yeni bir yol haritası çizdive Emniyet (Polis) olmadan maç başlamayacak.

Güzel bir uygulama olur inşallah ne diyelim…

Sonuç olarak Şiddetin olmadığı spor yarışmaları veyaralanmaların, ölümlerin ortaya çıkmadığı futbol maçları temenni ediyoruz.

İnşallah bu yazdıklarımdan da bir ders çıkarılır ve biryol harita meydana gelir.

Kalın Sağlıcakla…