Şükürler olsun, büyük büyük camiler yapıyoruz. Ancak bu büyük camilerin içini dolduramadığımız gibi; camiye gelen insanların gönüllerindeki boşluğu da dolduramadığımızı düşünüyorum!
Oysa camilerin fonksiyonları vardır, işte bu fonksiyonlar bilinmediği için ya da göz ardı edildiğinden, içeri girenler, çıkan kişi arasında fazla bir fark olmuyor. Neden?
Bu soruyu hem kendimi sordum, hem de bu işin ilmini yapmış insanlara. Alim bildiğim büyüklerimizden birisine bu soruyu sordum. “ Hocam, camilerin fonksiyonları neler, size göre Efendimizin(sav) döneminde camiler hayatın merkezindeyken şimdi neden aynı çalışma yapılmıyor?
Evet soru aynen böyle, peki cevap.
Hocam başladı, İslamda camilerin fonksiyonunu anlatmaya. Oldukça kalabalık bir ortamdayız, dinleyicilerin tamamı hacı ve okumuş insanlar. Hatta, hocaları yetiştiren hocalardan birisi de orada.
“ Biz camileri inşaa değil, imarı ile mükellefiz. Kur’an böyle diyor. Evet, camileri imar ediniz, emir bu... İşte burayı çok iyi anlamak gerek. Camiyi yaptıktan sonra, orada tebliğ görevi de yürekten yapılmalı. Hocaefendiler bu işi ihlas ile yapmalı. Yani cemaate yüreğinden seslenmeli. Efendimiz(sav) ne yapmışsa, model almalı…
Hakkı, adaleti, özetle Kur’anı anlatırken önce kendi yaşamalı ve diğer insanlara da örnek olmalı…
Kendi ruhu boş olan insanlar, başkalarına bir şey veremez!”
Dahası var, camilerin sosyal fonksiyonları var. Efendimiz(sav) döneminde sahabelerden biri namaza gelmeyince, soruşturuyor. Hasta olduğunu öğrenince evine gidip ziyaret ediyordu…
Dahasını da hocamız uzun uzun anlattı. Sonra sen araştırmacısın, git biraz araştır deyince eve geldim, internetten araştırdım. Sorularla İslam diye bir site var, orada aynen şunları yazıyır.
CAMİLERİN FONKSİYONLARI
a) Mabed olarak: Esas itibariyle mescidler içinde ibadet edilmek üzere inşa edilmişlerdir. Bu itibarla kudsiyet kazanmışlar ve "Allah'ın evi" adını almışlardır. Kur'an Allah'ın adının anılması için yapıldığını belirtmektedir (Cin, 72/18). İslâm dini toplu ibadeti teşvik etmiştir. Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınandan 25-27 derece daha üstün tutulmuştur. Her renkten ve sınıftan insanın bir araya gelip omuz omuza ibadet etmeleri, sosyal dayanışmanın sağlanmasında önemli bir faktör olmuştur.
b) Yönetim Merkezi Olarak: Hz. Peygamber (asm)'in nübüvvet görevi yanında, devlet başkanlığı, hâkimlik, komutanlık gibi görevleri de vardı. Bu görevler, İslâm devlet başkanının görevleridir. Medine'deki Mescid-i Nebevî O'nun (asm) bu görevlerine uygun olarak devletin idare merkezi özelliği taşımakta idi. Elçiler orada karşılanır, bazen orada misafir edilir, ordu orada teçhiz edilip sefere gönderilir, dâvâlara orada bakılır, devletin hazinesi orada muhafaza edilir ve sarfedilmesi gereken yerlere oradan sarfedilirdi. Câmilerin bu görevleri vilâyetler düzeyinde de aynı idi. Câmiler halkın birbirleriyle ve devletle kaynaştığı bir yer durumundaydı. İlk Osmanlı câmileri de bir devlet merkezi olarak plânlanmış ve bu görev için kullanılmışlardır.
c) Bir İlim ve Kültür Merkezi Olarak: Hiç bir din İslâm kadar ilme önem vermemiştir. Kendisinin "muallim" olarak gönderildiğini ifade eden Hz. Peygamber (asm) Mescid-i Nebevî'deki "Suffe" ile, üniversitelerin ilk temelini atmıştır. Suffe yatılı bir üniversite özelliği taşımakta idi. Hz. Peygamber (asm)'le başlayan ders halkaları değişik ilim dallarını da içine alarak yüzyıllarca, mescidlerde devam etmiştir.
Hz. Peygamber (asm) zamanında değişik sosyal amaçlar için de kullanılan mescid (câmi) bir çok müessesenin temelini oluşturur. Câmilere sığamaz hale gelen bu müesseseler daha sonra külliyeleri meydana getirmiştir. Zamanla câmiler, herkesin okuması için eserlerinirı bir nüshasını buralara bırakan müellifler sayesinde, bir kütüphane hizmeti de vermişlerdir. Satın alınan kitaplarla zenginleştirilen bu kütüphaneler, "hâfız-ı kütüp" adı verilen memurlarca idare ediliyordu. Böylece câmiler ruh ve maddenin bütünleştiği bir merkez durumundaydı.
Sonra il müftümüzü ziyarete gittim, bu konuyu açtım. Dedi ki evet yazılanlar ve söylenenler doğrudur. Bizde il müftülüğü olarak Abdulhamid Han Caminin alt kısmında bir bilim merkezi açmayı düşündük. Cami vakfının yetkililerine önerimizi götürdük. Şu ana kadar bize cevap vermediler.
Bizim gayretimizde camileri hayatın merkezine koymaktır. Bunun için din görevlisi kardeşlerimizi de önemli görevler düşüyor. Daha ne desin, bizde bekliyoruz.