Değerli okuyucularım, malumunuz Dünya’yı saran bir virüs; bütün ülkelerin sosyal yaşamlarını, ekonomilerini, işlerini, eğitim ve öğretimlerini vb. birçok şeylerini alt üst etti. Elbette ki bu, biz insanların geçerli bir mazereti değildir; değildir çünkü bu Dünya bir imtihan yeridir. Burada önemli husus biz insanoğlu olarak üzerimize düşen vazifenin ve sorumluluğunun ne kadarını yapıyoruz?.. Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav)’nın buyurduğu gibi: “Ameller niyete göre değişir.” Bizler amelimizde ne kadar ihlaslı, adaletli, doğru, dürüst ve içten bir duyguya sahibiz? İş dönüp dolaşıp bireye yani şahsa, kişiye geliyor. Bizler bir insan olarak bu vasıfları taşırsak akabinde ve detayında bir çevre olarak, bir toplum olarak, bir millet olarak ve hatta bir ülke olarak aynı noktada birleşip GÜÇLÜ, SAĞLAM, DİRAYETLİ kişiliğe sahip olup maddi ve manevi değerlerimize, gelenek ve göreneklerimize sahip çıkarak sürekli gelişir, yenilenir ve ilerleriz.
Unutmamalıyız ki ilim, irfan, bilim ve kültür sonsuz bir kapıdır. Bu sahada her ne kadar çalışıp gelişsek de biliyoruz ki tabiri caizse bir CİM karnında NOKTA gibiyiz. Bundan ötürüdür ki bizler Müslüman bir TÜRKİYE olarak önce kendimizde daha sonra da diğer ülkelerde bir inkılap yapmamız gerekiyor.
Nedir bu İNKILAP? Bu inkılap, bir DEVRİM bir DÖNÜŞÜM bir YENİDEN OLUŞUM’dur. Bunu da ANCAK ve ANCAK HAKİKİ MANADA Hz. ALLAH’ın (c.c.) İPİNE SIKI SIKI SARILANLARIN yapabileceği bir iştir. DİKKAT ederseniz NE ZAMAN Kİ bu İNKILAP ehli olmayanın eline geçti ve Dünya bu hale geldi. İşte bu İNKILAP doğru kişilerin, ulusların elinde olursa Dünya rahat bir NEFES alır. Nasıl mı? Örneği gayet basit ve gün gibi ortada. Fazla geriye gitmeye gerek yok! Efendimizin yaşadığı dönem buna bir örnek. Fatih Sultan Mehmet Han’ın yaşadığı çağ bir örnek. Kanuni Sultan Süleyman’ın yaşadığı yüzyıl buna bir örnek ve son olarak Ulu Hakan Sultan II. Abdülhamit Han’ın yaşadığı yıl buna bir örnek.
Her daim insanı, insanoğlunun doğruluktan, adaletten ayrılmayacağını, kitabını, peygamberini ve kendisini yaradanını yani yüce ALLAH’ı hiçbir zaman unutmayacağını; bunlara sıkı sıkıya sarılacağını her daim çalışmalarıyla, icraatlarıyla, davranışlarıyla, sözleriyle örnek teşkil etmişlerdir.
Bizler şu yüzyılda HER TÜRLÜ ZENGİNLİĞE SAHİPKEN maalesef bir arpa boyu yol ilerleyemiyoruz. NEDEN Mİ? Çünkü HESAP soramıyoruz, SORGULAMIYORUZ, ARAŞTIRMIYORUZ; HAZIRA KONUYORUZ… Hal böyle olunca üstüne bir de OKUMUYORUZ… Netice olarak VARLIK içinde YOKLUK çekiyoruz.
MEDENİYETİ GELİŞMİŞ dediğimiz ÜLKELERDEN medet UMUYORUZ; bunu KENDİMİZDE aramamız gerekirken. Halbuki bu işin menşei yani kökü bizde zaten var. Az önce dediğim gibi araştırma yok, inceleme yok, okuma yok, merak yok, sorgulama yok, hesap sorma yahut verme yok, yok yok… Yokluklar içinde kaybolup gitmeye mahkum oluyoruz.
Sonrada çıkıp diyoruz ki memlekette BAŞKA ADAM MI VAR? Kusura kalmayın da “NE EKTİK Kİ NE BİÇELİM!” Bunu HİÇ DÜŞÜNÜYOR MUYUZ ACABA? Sorarım sizlere…
Varımız yoğumuz bir MADDİYATTIR almış gidiyor başını… Bizler bu Hakka, Hukuka, Eşitliğe, Adalete, Doğruluğa, Harama ve Helale riayet etmezsek bu kafayla zor adam oluruz vesselam. İşin SIRRI BİZDE SAKLIDIR, BİZDE! UNUTMAYINIZ! Biz varsak her şey var Biz yoksak hiçbir şey YOKTUR! “DEĞİL TÜRKİYE, DÜNYA BİR İNKILAP BEKLİYOR!” Ne bakıp oyalanıyoruz? Ne diye bekliyoruz? Bunu yapacak olan sensin, benim yani BİZİZ. İşin HAREKET ve AKSİYON noktası biziz. Eğer harekete geçmezsek Dünya’da SAHTE KAHRAMANLAR (Amerika, İngiltere, Rusya, Çin vb.) sıraya geçmişler bu işe talip olmuşlar. Unutmayınız ki KAİNAT, “BOŞLUK” KABUL ETMEZ! Bu boşluğu BİZ doldurmazsak bu ülkelerden biri maalesef dolduracaktır ve Dünya’ya SAHTE, YALANCI BİR CENNET vaad edip insanlığı KANDIRACAKTIR. Böylece DÜNYAYA KAN KUSTURACAKLARDIR…
devam edecek…