Yeni dünya düzeni, yeni eğitim, yeni hastalık…
Eskidende buna benzer hastalık, savaş ve doğal afetlerde eğitim nasıl oluyordu, neler yapılıyordu ve biz ülke olarak neler yaptık ona bakacağız.
Covid-19, 191 ülkede okulların kapanmasına ve yaklaşık 1,5 milyar öğrencinin okuldan uzak kalmasına neden oldu.
Bu durumla baş edebilmek için de dünya tarihinde görülen pandemilere kısaca değinmek istiyorum. Salgın yada pandemi İnsanlık tarihi kadar eski bir olaydır.
Yerleşik hayatla birlikte toplumların bir parçası olduğunu tahmin edebiliyoruz.
Teknoloji yetersizliği, iletişim eksikliği ve bilgi yetersizliği nedeniyle ilk zamanlardaki pandemiler hakkında bilgimiz bulunmamaktadır tahmini ve olası fikirler bunlar.
Türkiye yakında 100 milyon nüfusun 70 milyona varacak genç nüfusuyla eğitime önem verip, bilime-akla sarılıp, ileri teknoloji üreterek kalkınabilir.
Bunun için etkili, donanımlı, nitelikli öğretmenler ve mucit mühendisler yetiştirmeliyiz.
Zeki öğrencilerimizi öğretmenliğe ve mühendisliklere yönlendirmeliyiz.
60 çeşit daldan (fakülteden) öğretmen alımını daraltmalıyız, AÖF mezunlarından öğretmen atamasına son vermeliyiz, fakültelerin kontenjanlarını yüz de elli azaltmalıyız.
Fen-Edebiyat fakültelerinin ikinci öğretimlerini derhal kapatmalıyız, sözleşmeli öğretmenliği kaldırmalıyız.
Zamanla ismini öğrendiğimiz, İnsanlar üzerinde etkisi olan ve hakkında çok bilgiler olan Veba salgını, salgın hastalıklar arasında en bilinenidir.
Eğitimlerine fazla olumsuz bir etkisi olmamıştır.
Bu salgında duyduğumuz bazı kelimeler bize hiç yabancı olmayan ve şu andaki hayatımızın altın kuralı olan kelimelerdir; hijyen kuralları, el yıkama şekilleri, sosyal mesafe… gibi kelimeler o zamanki pandemide de altın kurallardı.
Salgın sonrasında birçok ülke sınıfta kalırken birçok ülkede yeni toplum düzeni ile güçlenerek çıkmıştır.
Günümüzde çok sıradan bir uygulama olarak değerlendirilen, farklı çatal kaşık kullanımı, tabak kullanımı, bardak kullanımı, herkesin kendisine özel temizlik malzemesi kullanımı bu hastalığın sonucunda okullarda olmazsa olmaz kural olarak kullanılmıştır.
Okula başlamak, bazı çocuklar ve aileleri için çok zor bir süreci temsil eder.
Ailesine bağımlılığı devam eden çocuklar ve bu çocukların aileleri süreçten oldukça olumsuz etkilenir. Güvenli yetiştirilen ve okul öncesinde sağlıklı iletişimler ve sosyal çevreler edinen çocuklar ise ailelerinin de desteğiyle sağlıklı bir okula başlama süreci yaşarlar.
Okul korkusu kuvvetli bir endişe sebebiyle çocuğun okula gitmek istememesi ya da bu konuda isteksiz görünmesidir. Her yüz çocuktan dört beş tanesinde okul korkusu görülebilir. Bu çocuklar okula gitmek istemez, zorlanınca büyük tepkiler gösterir.
Şimdi yeni bir dönem başlıyor.
Yüz yüze eğitim ve kurallar ön planda…
Pandemi ise aldı başını gidiyor.
Bakanlıktan yeni açıklamaya göre 2,3,4,8 ve 12 sınıflar eğitime başlayacak.
Peki Onlara Korona bulaşırsa ne olacak bunu düşünen oldu mu?
Düşünmek ve önlemleri almak lazım diye düşünüyorum.