İmanın temeli ve en kuvvetli belirtisi,Allah’ı(c.c) sevmek ve Allah’ın sevmediklerini sevmemektir.  Hadisi şerifte ;” İmanın temeli ve en kuvvetli alameti ,Allah dostlarını sevmek ve Onun düşmanlarına düşmanlık etmektir.” Buyrulmuştur. Peygamberimiz ve Onun Ehl-i beytini sevmek gerekir.Namazlarda okuduğumuz ve salavat getirdiğimiz de “ Âl-i Muhammed” diye dua ettiğimiz, peygamberimizin Ehl-i beytidir. Yüce Allah’ın en çok sevdiği Resulü Hz. Muhammed (s.a.v), Onunda en çok sevdiği Ehl-i beyti ve ashabıdır. “Ashabımı, zevcelerimi, ve ehl-i beytimi seven,cennette benimle beraberdir.” Buyurmuştur. Ve yine Veda Hutbesinde ; “Size iki şey bıraktım.Allah’ın kitabı( Kuran-ı kerim) ve Ehl-i beytimdir.Bunlara uyun ki hidayete eresiniz.” Buyurarak Ümmet-i Muhammed’e iki şeyi emanet bırakmıştır. Hz. Muhammed’in Ehl-i Beyt’in fazileti  hakkında  hadis-i şerifleri : “ İlim on kısımdır. Dokuzu Ali’de’ dir.” “ Ali’yi seven beni de sever, Ona düşmanlık bana da düşmanlıktır. Onu inciten beni de incitmiş olur.” “ Ben ilmin şehriyim Ali ise kapısıdır.” “ Fatıma benden bir parçadır.onu üzen şey beni de üzer.Onu ferahlandıran şey beni de ferahlandırır.” “ Ya Rabbi,Hasan ve Hüseyin’i seviyorum. Sen de sev! “ diye dua etmiştir.   Türklerde  Ehl-i Beyt Sevgisi Ehl-i Beyt kelime manası ev halkı manasına gelir. Genel manada ise Peygamberimizin  ailesi,torunları ve soyunu ifade eder. Hz. Muhammed’in Hz. Fatıma haricinde ,çocuklarının hepsi O’nun sağlığında vefat etmiştir. Bu nedenle Peygamberimizin soyu Hz.Fatıma’dan,dolayısıyla onun çocukları olan Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin’den devam etmiştir. Hz. Hasan soyundan gelenlere Şerif, Hz. Hüseyin soyundan  gelenlere Seyyid denilmiştir. Kuran-ı Kerim de ; “ …Ey Ehl-i beyt Allah sizden kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” (Ahzâb,33) Buyrulmaktadır. Bu Ayet-i Kerime indiğinde Peygamberimiz  kızı Hz. Fatıma’yı,damadı Hz.Ali’yi ,torunları Hz.Hasan ve Hz. Hüseyin’i abasının altına alarak şöyle dua ediyor. “Allah’ım işte bunlar,benim Ehl-i beytimdir.,Bunlardan günahı gider.Bunları tertemiz kıl.” (Kütüb-i Sitte)Diye dua etmiştir.  Peygamberimiz Ehl-i beyte duyulması gereken  sevgiyi şöyle ifade etmiştir. “ Size nimet verdiği için Allah’ı seviniz.Beni de Allah sevgisi için seviniz. Ehl-i beytimi ise benim sevgim için seviniz.”(Kütüb-i Sitte) Müslüman Türkler her daim Peygamber ve Ehl-i beyt sevgisine önem vermişlerdir. Hz. Muhammed’in adı  anıldığı zaman ellerini kalplerinin üzerine koyarak O’na salat ve selam (salavat) getirmişlerdir. O’nun İsmini yazarken bile saygı göstermişlerdir. İsminin başına Hz.(hazreti) getirmişler yada Peygamber efendimiz demişlerdir. İsminin  sonuna (s.a.v) veya (a.s) koymuşlardır. Peygamber ve Ehl-i  beyt sevgisini dile getirmek için Doğum, ölüm ,sünnet,düğün veya herhangi bir nimete kavuşunca mevlit okumayı bir gelenek haline getirişlerdir.Mevlid Kandilini kutlamışlar. Osmanlı da hususi Mevlit alayları kurmuşladır. Ehl-i beyte ait simleri çocuklarına vermişlerdir. Bu nedenle Hz. Ali,Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin isimleri çok kullanılmaktadır. Hz. Hüseyin’i şehit eden yezid ismini kullanmamaktadırlar. Hz.Hasan neslinden gelenlere Şerif.Hz. Hüseyin’den gelenlere Seyyid demişlerdir.Bir devirde onların halk arasında tanınmaları için farklı kıyafetlerle  dolaşmaları sağlanış ve onların sadaka almaları haram kılındığı için kendilerine devlet hazinesinden tahsisat bağlanmıştır. Camileri,kitapları ve levhaları güzel hat sanatıyla Hz. Muhammed ve O’nun Ehl-i beytinin isimleri ile süslemişlerdir.