Uyuşturucu sorunu sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın sorunu olmaya devam ediyor. Her şeyi devletten, hükümetten beklemek yerine sivil toplum kuruluşlarına, Belediyelere, Ailelere, medyaya ve eksiksiz her bireye büyük görevler düşüyor. Bu alanda duyarlı davranan ve samimi mücadele gösteren STK’lar da var. Ankara ilimizde kurulu ‘Umder Derneği’ Başkanı Leyla Yağanoğlu uzun zamandır kendini bağımlı çocuklara adamış bir STK temsilcisi. Madde bağımlısı çocuklarla ve yakınlarıyla iç içe olduğu için sahadaki yaşanan sorunlara vakıf bir anne ve Dernek başkanı. Bize seslerini duyurmak amacıyla bir mektup gönderdi.
Umder’den mektup var Mektuba dokunmadan yayınlıyorum: ’ Biz bağımlı anneleri olarak Ankara Vali Yardımcımız Sayın Ayhan Çiftarslan’ın öncülüğünde kurulmuş olan Umder çatısı altında 2014 yılından bu yana bağımlı gençlerin rehabilitelerini tamamlayıp sosyal hayata yeniden kazandırılması yönünde çalışmalarımız devam etmektedir. Türkiye’nin şu an en büyük sorunlarından birisi de uyuşturucu madde bağımlılığı. Yani çağın vebası bu illetten gençlerimizi maalesef köhne evlerde, sokaklarda kaybetmekteyiz. Yaşayan bağımlı gençlerimiz ise umutla hayata tutunmaktalar. Anne ve babaların çaresizliklerini ‘evladımız kurtulsun’ diye özel uyuşturucu tedavi merkezlerine yatırıp, kurtarmak için evlerini, arabalarını satıp sırf ‘evladım kurtulsun diyen aileler var. Gençlik bitiyor ya gelecek nesiller? Bizler Müslümanız. ‘Ana babaya of bile demeyiniz’ onları kırıp incitmeyiniz’ diyen bir dinimiz varken gençlerimiz ana babaya sırf bu zehirin parasını temin etmek uğruna el kaldıranlar, cinayet işleyenler, hırsızlık yapanlar var.
Çematemlerin sayısı artmalıdır Yüreği acılı aileler evlatları evdeyken çaresiz, sokakta acabalarla yaşamaktalar. Aileler ne yapacağını şaşırmışken, amatemlerde bağımlı yaşı 12-13 lere kadar düşmüşken, çematemler yetersizdir. Özel uyuşturucu merkezlerinde fiyatlar yüksek. Toplum bağımlıları dışlıyor. Bağımlı aileleri evlatlarıyla uğraşmaktan bitti ve bunlara psikolojik destek yok. Gerek maddi gerekse manevi olarak çökmüş durumdalar. Dertlerini anlatabilecek ulaşabilecek birini arıyorlar.
Sokakların çatısı yok Sadece evlatlarının ardından yetişmeye çalışan aileler var. Hiçbir ana baba böyle olsun diye büyütmüyor evladını. Tehlike dışarıda, tehlike okulların etrafı, parklar, kafeler. Evet, Sayın devlet büyüklerim, tüm bu konuyla ilgilenen yetkililer, toplum olarak hepimiz bu illet için birlik olmalıyız. Bu öyle bir yangın ki sıçradığı yeri küle çeviriyor. Hepimizin evladı, torunu, kardeşi bu tehlikeye maruz kalabilir. Bunun içinde bizler gereken tedbirleri almak zorundayız 1.Okullarda bu tür seminerlerin sıklaştırılması, okul etrafı parkların, kafelerin denetlenmesi. 2-Devlet hastanelerinde bağımlı tedavi ve rehabilite merkezleri. Psikiyatri bölümlerinin daha aktive edilmesi. 3-Ailelerin de psikolojik desteklere ihtiyaçları olduğu için onlar için de uzmanların tayin edilmesi... 4-Özel tedavi rehabilite merkezlerinin de devlet destekli olması. 5-üretenlerin, satanların en ağır cezalarla cezalandırılması.6-Uyuşturucu satıp üretenleri bildiren halkın mükâfatlandırılıp isminin gizli tutulması. 7- Tedavi görüp kurtulan gençlerimize devlet tarafından iş verilmesi ve takip altında tutulması.8-Türkiye genelinde her il ve ilçede çematemlerin açılması ve 24 saat bu konuda hizmet verilmesi. 9-Siz sayın yetkililer hiç Amatemlere gittiniz mi? sizlerden ricam bir gününüzü oraya ayırıp anaların yüzüne dikkatli bir şekilde bakmanız. O gençler ve çocuklar 12- 15 Yaşlarında acabalarla bekleyen aileler. 10-ALLAH hiçbir aileye bu acıyı yaşatmasın. Bunun için de bütün ülke genelinde bu zehir için gereken tedbirlerin alınması. Unutmayalım. Her içici bir satıcı adayıdır.’Benim çocuğum yapmaz’ demeyelim. Hepimiz çocuklarımızı takip edelim, fazla harçlık vermeyelim, arkadaşlarını tanıyalım.’
OĞUZ KN KOLEJİNE TEŞEKKÜR Geçen hafta madde bağımlığı ile ilgili seminere katıldığım İstanbul Oğuzkaan Kolejinde, Okul kurucularından Hatice Yılmaz ve Oğuzkaan Anadolu Lisesi Müdürü Galip Çağatay’a ayrı bir parentez açmak istiyorum. Hatice Yılmaz, eğitimde temel ilkelerinin, Atatürk ilke ve devrimlerine yürekten bağlı; bağımsızlığa laikliğe, demokrasiye sahip çıkan, Türk ulusunun milli, ahlaki, insani ve kültürel değerlerini davranış haline getirmiş; ailesini, yurdunu, ulusunu seven ve daima yüceltmeye çalışan, yurt ve dünya sorunlarına duyarlı, kendini tanıyan ve ifade edebilen, iyi bir yurttaş iyi bir insan yetiştirme gayretinde olduklarını belirtti. Bu inançta çocuklarımızı yetiştiren Oğuzkaan Ailesine buradan teşekkür etmek istiyorum.