PKK ve yandaşları hak arama yolu olarak silahlı mücadeleyi seçti. Bu nedenle yıllardır amansız bir şekilde devam eden bu savaş binlerce sivil, asker ve polisimizin şehit olmasına neden oldu. Ayrıca insanımızın köyleri boşaltılmasına ve malı mülkü bırakıp şehirlere taşınmasına da neden olmuştur. Böylece işsiz güçsüz birçok insanın ortaya çıkmasına ve şehirlerin de kontrolsüz bir şekilde büyümesine bu da onlarca sorunun doğmasına neden olmuştur. Bu boş insanları PKK nın kullanması da zor olmamıştır. Son yıllarda Suriye’deki idari boşluktan faydalanarak, ülkemizde de böyle bir boşluk oluşturacağını zanneden PKK, dağda verdiği mücadeleyi bırakıp öz yönetim saçmalığı ile savaşı şehirlere taşımıştır. Yalnız unuttukları bir nokta vardı. O da; burası Suriye ya da Irak değil Türkiye Cumhuriyetidir. Gücü kuvveti sağlam, çapulcuya eyvallahı olmayan güçlü bir ordusu ve eski bir devlet geleneği olan bir ülke. Zaten PKK’nın bu kendini bilmez hareketine de devletimiz gereken cevabı vermiştir. Hatta bu mücadele için mahalle ve ilçeleri de boşaltarak terörle mücadelesini en ağır şekilde sürdürmüştür. Ancak yapılan bu mücadelede en fazla zararı o yörenin insanları görmüştür. 90’lı yıllarda halk terör nedeniyle yaşadığı köyleri boşaltmış ve şehirlere taşınmıştı. Günümüzde ise terör yüzünden şehirleri de boşaltmak zorunda kalmış ve yine unuttukları göç yollarına düşmüştür. Çatışma sonrası geri döndüklerinde ise mücadelenin delilleri olan yıkılmış ve viran olmuş evlerinden başka bir şey ile karşılaşmamışlardır. Bu akıl almaz yöntem hem PKK hem de HDP’nin halk nezdinde değerini düşürmüş ve bu olaylar halkı bıktırmıştır. Daha önceleri terörün pervasız hareketlerine sesini çıkartamayanların sesini çıkartmalarına neden olmuştur. Savaşın evlerine girmesi ve HDP’nin siyasi olarak varlık gösterememesi hatta kandilden korkarak bu mücadeleye destek vermesi HDP’nin de kan kaybetmesine neden olmuştur. Halkının yanında olacağına ve şehir içindeki mücadeleyi sonlandıracağına bu mücadeleyi desteklemesi nedeniyle halktan veto yemiştir. Bu mücadele sonunda Güneydoğuda şehirlerde ve ilçelerde durum hiç de iç açıcı olmadı. Her taraf yıkılmış ve viran olmuş. Şehirler tanınmaz hale gelmiş. Öyle ki, bölgede çok sayıda turist çeken tarihi yerler bile turiste hasret kalmış. Devletimiz gücünü göstererek yıkılan ve harap olan bu yerleri yeni bir proje ile düzenleyecek çoğunun da zaten projesi hazır. Böylece onlar yıktı biz yapıyoruz diyerek devletin halkının yanında olduğunu gösterecek. İşte tam da bu noktada benim farklı bir önerim var. Devletimiz yıkılan ve virane olan bu şehirleri yeniden düzenlemesin. Büyük bir kısmını yapsın fakat bazı noktaları olduğu gibi bıraksın. Yıkılmış ve viran görüntüler olduğu şekilde bırakılsın. Sebebine gelince; Hak ettiler oh olsun! demiyorum. Hatta oradaki halkıda cezalandıralım hiç demiyorum. Aksine halkın derdine derman olalım ve halka çok iyi sahip çıkalım diyorum. Çünkü halkı cezalandırmak PKK’nın ekmeğine yağ sürmektir. Halka sahip çıkmak ise PKK’yı cezalandırmak demektir. Zaten PKK ve HDP ye desteğin azaldığı bir dönem de halkı cezalandırmak hiç de akıllıca olmaz. Onları kazanmak için bunları fırsat bilmek gerekiyor. Böyle yapmaktaki amaç: PKK’nın savunduğunu söylediği halka ne kadar zarar verdiğini göstermektir. Şehirlerin bazı mahallelerini virane bir şekilde bırakalım ki, halk kardeş savaşlarının devlete karşı silah kullanmanın ülkeye, millete ve kendilerine ne kadar çok zarar verdiğini görsün. Silahlı mücadelede hem de şehir içinde halka hiçbir şey sağlanmadığı, aksine ne kadar çok zarar verildiği hatırlansın. Birlik ve dirliğimizin savaşla, öldürmekle ve yıkmakla olmayacağını herkes anlasın. O virane yerler, birbirimizle savaştığımızda ne kadar vahim sonuçlar doğuracağını bize daima hatıratsın. Bu kötü olayı belleğimizde taze tutsun. Tutsun ki, bu işe kalkışanlara ilk tepkiyi o yörenin insanı versin. Bu yıkık ve virane yerleri görenler bir zamanlar PKK’nın evlerini ve mahallelerini ne hale getirdiğini görecek. O manzarayı gördükçe de savaşın ve silahlı mücadelenin zararını daha doğrusu PKK’nın yaptığı kötülükleri daha iyi anlayacak. O yerleri virane bırakarak halka zulmetmeyeceğiz. Devletimiz halkımıza başka bir yerde daha güzel yerler inşa etmeli. Halka sahip çıkan onu her türlü kötülükten zarardan koruyan bir devleti olduğunu hissetmelidir. Bu olaylara yöre insanın tepkisi ne? Bu konu da gelecek yazımızın konusu. Sağlıcakla kalın.