Eğitim sistemi… Bu gün ben size Eğitim Sistemi şöyle olacak böyle olacak ve olması gerektiği konusunda yazı yazmayacağım. Çünkü bu konu kıymetli eğitimcilerimizin işi! Herkes kendi uzmanlık alanında mahirdir diye düşünüyorum. Kalkıp buradan ahkâm kesmek doğru bir düşünce şekli değil. Evet, eğitimde şöyle-böyle yapın diye emrivaki söyleyemem… Fakat birkaç cümle yazmak gerekir diye düşündüm. MEB müfredatı değiştirdi. Bana göre yeterli değil ve yine eksik kalan bir şeyler var. Örneğin; Finlandiya’nın Eğitim Sistemi ve başkaca ülkelerin eğitim sistemi araştırılabilir! Bu sorunu nasıl çözmüşler? Bunu inceleyebilirsiniz ve ‘’ Uygulayabilir ve reform yapabilirsiniz!’’ diyebilirim. Dünyada eğitim sistemi ile ilgili azımsanamayacak kadar birçok örnek var. Ayrıca eğitim sistemimizin ne durumda olduğunu en kolay anlaşılabilir olması bakımından ve eğitim sistemimizle ilgili en temel sorun olarak gördüğüm ve gözlemlediğim bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir fikir oluşturması açısından… Basit bir örnek ve detay… Yabancı kanallarda her hangi bir Avrupa Ülkesinde ve her hangi bir programda sunucu sokak röportajları yapıyor. Mikrofonu toplumdan birilerine uzatıyor ve sorusunu soruyor. Sunucu soruyu iyi çalışmış bu hemen anlaşılıyor. Çünkü soruyu doğru cümlelerle ifade ederek soruyor. Ve soru sorduğu kişiler çoğunluk üniversite öğrencisi ağırlıklı oluyor. Cevap veren öğrenci ise daha da harika… Net anlaşılabilir ve bilgi donanımlı cevaplar veriyor. Kurduğu birkaç cümle ile ne söylemek istiyorsa söylüyor. Verdikleri cevap doğru ve yerinde anlaşılır olduğu gibi rasyonel cevaplar oluyor. Bizim ülkemize dönecek olursak… Her hangi bir TV programı! Sunucu gayet rahat… Sanki ev halleri formatında! Yoldan geçen öğrencilerden birini durdurup aptalca bir soruyu soruyor! O an sorduğu bu soru hakkında daha öncesinde hiç düşünmediği ve çalışmadığı ve aklına o an geldiği fark edilmeyecek gibi değil. (Güya yaratıcı zekâ pişkinliği samimiyetinde…) Program sunucularının bu durumu başlı başına ayrı bir yazı konusu… İlerde yazacağım. Konumuza dönelim… Öğrencilerde çoğunlukla saçma sapan anlaşılmayan bu sorulara aynı formatta cevaplar veriyorlar. Üniversite öğrencisi bir gencin ekranda iki cümleyi bir araya getiremeyen düşündüren görüntüsü kalıyor aklımızda… Ve… Bizim nasıl bir eğitim sistemimiz var ki kendine ve bilgisine güveni olmayan o aptalca soruyu bile anlayamayan- kavrayamayan öğrenciler yetiştiriyor? Dağınık yayvan anlaşılmaz ve sorulan soruyla alâkası olmayan cümleler kurabiliyorlar. Uzun yıllardır gözlemlediğim bu konu son yıllarda yine aynı şekilde hiçbir değişim yaşamadan devam ediyor. Son söz Gereksiz bilgilerle öğrencinin Hafıza Kartı’nı doldurursanız didaktik ve çağın gelişmesine göre bir eğitim-öğretim vermezseniz öğrencilerinde böyle aptalca cevaplar vermeleri kaçınılmazdır. Hiç hayrete düşmemek lazım… Sanırım Eğitim Sistemimizle ilgili ne demek istediğim anlaşılmıştır. Reform derken sadece müfredat kitaplarını yeniden yazmak değildi kastettiğim… Yüzyılları kapsayan çağdaş bir reform yapılması elzemdir. Yoksa aptalca sorulara aptalca cevaplar ve boşa kürek çekmeye devam…  Hz. Ali … ‘’ En bilge insan, eksiğini kusurunu bilen kişidir. Sözünü tutan, yoz tutkularını silen kişidir. Kötücülere yüz vermeyen iyiliklerle beslenen, Dünya yıkılsa öz değerlerini söyleyen kişidir.’’ Ne dersiniz! Gününüz sağlık ve başarılarla geçsin. Hoşça kalınız. Seneca ‘’ Her kitaplık bir hapisaneyi kapatır. ‘’ Lord Braugham ‘’ Eğitim, bir insanın diktatör olmasına değil, önder olmasına yarar. ‘’