Evet, bu kadar aksilik ve eksikliklerden sonra inanın uluslararası havalimanı olmayı beklemiyordum. Demek ki isteyince zorlayınca oluyormuş. Öncelikle bu işin için baskı kuran yazılı ve görsel medya eleştirmenlerini, haber yapanları, var gücüyle çalışan siyasileri ve emeği geçenleri güçlü bir şekilde alkışlıyorum ve tebrik ediyorum. Elinize emeğinize sağlık bu memlekete bir çivi çakana teşekkür borçluyuz ama memleketin ekmeğini yiyip, kendine güç makam kazanan ve keyif yapana da hakkımız haram olsun diyoruz. Benim için önemli olan memleketimin gelişesi ve ulaşım ağlarının çeşitlenmesidir. Zira gelişim ve ilerlemenin en önemli ayağı ulaşım ağlarının çeşitliliği olduğuna gönülden inananlardanım.
Gelişen yenilenen bir Kahramanmaraş için; Birden çok ülkeye açılan Uluslararası havalimanı, Adana’dan doğrudan gelen Hızlı tren hattı ve Nurdağı’ndan Maraş’a, Maraş’tan Malatya’ya giden bir otoban olmalıdır. İşte bunlar sağlandığı an şehrimiz marka şehir olacak ve büyük bir eşik geçilmiş olacak.
Artık yeni Türkiye’deyiz, ‘Havaalanı yaptık, yurt dışı uçuşlarına açtık’ la olmuyor. Ben yaptım oldu devri kapandı. Vatandaş kaliteli ve mükemmel hizmet istiyor. Peki, bu yeni Türkiye’de şehrimizin eksiği nedir?
*Öncelikle havaalanının uçuş problemleri giderilmeli. Bu aralar havalar iyi sorun yok ama yarın bir gün havaların bozulmasıyla birlikte inişlerde sıkıntılar oluşacak ve uçuşlar başka şehirlere yönlendirilecek belki de iptal edilecek. Ankara ve İstanbul’dan gelen uçakların inişinde sorun oluyorsa dış hatlarda daha büyük sorun yaşamayacak mı? Önceliğimiz havaalanımızın daha kullanılır olmasıdır.
*Londra iyi güzel ama daha büyük potansiyel olan Almanya’ya uçuşlar ne zaman başlayacak, bizim asıl potansiyelimiz Almanya değil mi? Dedim ya artık Yeni Türkiye’deyiz hizmetin de kaliteli ve çeşitli olmalıdır. Almanya’ya da hafta da bir veya iki uçuş gerçekleştirilmek zorunda zira pastanın büyüğü orasıdır ve hemşerilerimizin çoğu orada yaşamakta ve bu konuda mağdur olmaktadır. Sadece Pazarcık, Helete ve Narlıdaki Almancıların sayısı bile uçuş için yeterli olacaktır. Artık, Adana’ya, Antep’e hatta Malatya’ya gitmek istemiyorlar ve kendi şehirlerinden gidip gelmek istiyorlar. Vatandaşlarımız kendi Büyükşehirlerinin havaalanına inemiyorlarsa oraya Büyükşehir diyebilir miyiz?
*Ayrıca Havaalanından sadece İstanbul ve Ankara’ya gidiliyor. Ülke içi ulaşımın rahatlığı için Antalya ve İzmir’e de uçak kalkmalı değil mi? Ağrı, Mardin, Diyarbakır, Hatay, Sivas ve Elazığ’dan İzmir ve Antalya’ya uçuşlar yapılırken bizde neden yapılmıyor?
*İkinci bir husus ise Hızlı tren hattının bağlantı olarak değil de doğrudan şehre bağlanması ve Antep’e buradan gitmesidir. Otobanı kaçırdık, hadi o zamanlar siyaseten güçlü değiliz diyelim. Peki, şimdi güçlü değil miyiz? Siyasi iktidarın en büyük kalelerinden biriyiz ve bunu alabilecek durumdayız. Yeter ki herkes gönüllü ve istekli olsun şehrin sorunlarına sahip çıksın. Makam ve koltuklarını kaybetmek korkusu yerine seçildiği şehrin sorunlarını ön planda tutan siyasiler olsun.
*Ayrıca diğer otoban kaçtı ama önümüzde bir fırsat daha var. İlerde yapılacak olan Doğuya Malatya’ya gidecek bir otoban bizi kurtaracaktır. Ama çalışmayan, umursamayan ve istemeyen insanlar olursa o otoban da tren yolu gibi Narlıdan gider. Fakat biz istersek ve güçlü bir irade gösterirsek otoban Nurdağı’ndan Maraş’a ve buradan da Malatya’ya gidecektir.
Bunlar esi kafalılar için hayal ve ulaşılmaz gözükebilir ama gerçekte öyle değil. Güçlü bir siyasi irade olursa bunlar ‘Hayaldi gerçek oldu’ olur ve yapılır. Mevcut siyasi iktidar çok büyük işler başardı parolası ‘Hayaldi gerçek oldu’ değil mi? O halde bunları hayal gören ve ufukta bile göremeyenler siyaseti bıraksın, bu işleri başaracak güzel hizmetler yapacak kişiler gelsin. Bunları hayal görenlere bizde siyaseti hayallerinde gösterelim gerçek görenlere ise tam desteğimizi verelim.
*El ele verip şehrimiz kalkındırmanın zamanı geldi de geçiyor da.
*Şehrimiz tam teşekküllü bir havaalanına kavuşana kadar yazmaya eleştirmeye devam. Bilhassa Medya bu konuda öncü olmalı ve sorunları manşetten vermelidir.
*En büyük sorumluluk yöneticilere düşer ama yöneticiler vazifesini yapmıyorsa basına düşer.
*Bir ülkede veya şehirde yöneticiler iş yapmadığı halde rahat ise ve yaptığı yanlışlardan veya yapmadığı işlerden dolayı çekinmiyorsa medya vazifesini yapmıyor demektir.
*Ele ele birlikte gelişmiş bir Kahramanmaraş yapmak için herkes elini taşın altına koymalı
*Özellikle de şehirden makam mevki ve para kazanan kişiler…