Kendi ağacına küsüp,
Kendine bile muhalif,
Bilinmeze savrulan
Sarı yapraklar gibiyiz şimdi.
Dönerken kendi rüzgarımızda,
Soğuk sessizlikler alıyor
Sıcak tebessümlerin yerini.
Sonra yıkılıyor bir bir köprüler, 
Demir yığınları altında kalıyor,
Soluğu kesilmiş kırgın gönüllerin.
Kulağımızda isyanı hiç dinmiyor,
İçimizde terkedilmiş birilerinin.
Herkes biraz yorgun, 
Herkes biraz tutuyor
Çaresizliğin bir ucundan. 
Sonra kendimizi bile kandıran
Sahte gülüşlerimiz, 
Çare olmuyor artık gönül yaralarımıza.
Yavaş yavaş hazırlanıyoruz,
Çiçeklerle karşılanmayı umduğumuz, 
Nihayeti bilinmez mevkiye çıkan,
Zorunlu bir yolculuğa. 
Dudağımızda kalan sevdiklerimize tek bir söz. 
HAYIRLA...