İki cihan serveri Hz. Muhammed Mustafa’nın (sav) göz bebekleri olan Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin küçük yaşta hastalanırlar. Bu sebepledir ki Hz. Ali ile Hz. Fatıma, çocukları iyi olunca ikisi de oruç tutar. Birinci gün iftar için hazırladıkları yemeği, o esnada kapılarına gelen yetimlere vererek iftar etmeden ikinci günün orucuna başlarlar. O akşam iftarlığını da yine o saatte kapıya gelip (Allah için bir şey verin!) diyen fakir ve miskinlere verdiler. O gece de iftar etmeden üçüncü günün orucuna başladılar. O akşam dahi kapılarına gelen esirleri boş çevirmemek için iftarlıklarını bunlara verdiler.
Bu eşsiz ve güzel davranışın üzerine Hz. Allah (c.c.) ayet-i kerime indirerek onlara güzel bir ihsanda (lütufta) bulundu. Ayet-i kerimesinde mealen şöyle buyurmuştur:
"Bunlar, adaklarını yerine getirdiler. Uzun ve sürekli olan kıyamet gününden korktukları için çok sevdikleri ve canlarının istediği yemekleri miskin, yetim ve esirlere verdiler. Biz bunları, Allahu Teala'nın rızası için yedirdik. Sizden karşılık olarak bir teşekkür, bir şey beklemedik, bir şey istemeyiz, dediler.” (İnsan Suresi, 7. ile 9. ayetler)
Bunun için Cenab-ı Hak (c.c.), onlara Şarab-ı Tahur (temiz ve helal olan cennet şarabı yani cennete mahsus özel bir şurub) içirdi.