Kadere inanan insanlarız. Hayır ve şerrin Allah’tan(cc) geldiğini her fırsatta söyleriz. Buna inanmışız, buna iman etmişiz. Biliyoruz ki “Dirilişimizin” de, “ölümümüzde” O’nun için olmalıdır. O halde, olup bitenler karşısında kader teslim olmalı demekten başka çaremiz yok. Ancak müslüman şunu da bilir ki, cüzi iradesini Külli İrade sahibine dayamak zorunda! Tedbiri alacağız, takdiri Allah’a bırakacağız... Şimdi yeniden dirilmek istiyoruz ama şartlar zor! “
Emin olun ki bu dönemin şartları millî mücadele yıllarının şartları kadar ağır. Orta Doğu’nun sınırları yeniden belirlenirken, İran’dan başlayıp Irak ve Suriye’nin kuzeyini kapsayan ve Akdeniz’e kadar uzanan bir terör koridoru, kukla bir devlet oluşturulmaya çalışılıyor. Türkiye’nin bu plana müdahalesini engellemek için her yol denendi. Bir yandan PKK, diğer yandan DAEŞ Türkiye’ye iki koldan saldırdı. Bunlara FETÖ’nün örtülü operasyonları da eklendi. Türkiye’nin içeriye kapanıp kendi canı derdine düşmesi, Suriye ve Irak’taki gelişmelere ve yeni dizaynlara müdahil olması böylece engellenmek istendi.
Türkiye tüm bu girişimlere karşı başarı ile mücadele edince TSK’nın gücünü zayıflatmak ve bir iç savaş çıkararak içe kapanmaya mahkûm-mecbur etmek için 15 Temmuz’da FETÖ’yü kullanarak darbe girişiminde bile bulundular. Ancak Türkiye bu tezgâhın da üstesinden geldi. Darbeyi püskürttüğü gibi kısa sürede derlenip toplanıp Fırat Kalkanı Harekâtı ile oynanmak istenen oyuna çomak soktu. Üst aklın planına inat Suriye ve Irak’taki gelişmelere direkt müdahil oldu. Ulusal çıkarları ve ulusal güvenliği-bekası için meşru müdafaa hakkını kullanarak 98 km’lik bölgede sınırlarını emniyete aldı. Türkiye eğer Fırat Kalkanı Harekâtı ile Suriye’ye girmeseydi terör koridoru tamamlanacak ve Türkiye’nin güney sınırları terör örgütlerinin tam bir üssü hâline gelecekti.( Nuri Elibol) şartları, durumumuzu böyle yorumlamış. HEDEF TÜRKİYE UYANMAK GEREK Öyle ise PKK terörünü öncelikle bitirip, tabir yerinde ise içimizi önce temizlememiz gerek. Elbette emperyal ABD boş durmayacak, AB ülkelerinden bir biri ardı sıra, terör örgütü üyelerine destek gelecek. Demek ki, batı oyunun içinde oyun kuruyor… Sonuç da “küfür tek millet” olmuş, üstümüze akıyor. Korkuyor muyuz? Hayır, bu milletin evlatları tarih boyunca kimseden korkmadı. İhanet mi? Sadece bugünün sorunu değil. Milletimiz inanın herşeyin farkında. Maşaları da tanıyor, ağa babalarını da.. RAB’BİMİN HESABI DA VAR Düşman birlikte saldırıyor, belli ki herşeyi göze almışlar. Olsun bizde boş durmuyoruz, hesap soruluyor hesap içinde olanlardan... Şunu biliyoruz ki, Allah doğrunun yardımcısıdır. O güçlülerin en güçlüsüdür. Onun hesabı da büyüktür! O(cc), kurulmuş bütün oyunları bozar. 15 Temmuz’da nasıl oyunları bozduysa, 3. Dünya Savaşını isteyenlerinde oyununu da bozacaktır. Karanlıklarlardan sonra aydınlık gelecek, her zorluktan sonra bir kolaylık vardır.
Ümitvar olunuz; şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sadâ, İslâmın sadâsı olacaktır. Derler ya, “Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler! Bize Onun yolundan gitmek düşer.
Şimdi vazife zamanı. Şimdi vahdet zamanı
. Korkmayacağız, inanıyorsak güçlü biziz. Zafer her zaman inananların olmuştur. Hadi kalın sağlıcakla.