Bilirsiniz her şeyin bir zıttı vardır. Eşi ve benzeri olmayanda yalnız Allah’tır(cc). Bu zıtlıklar hayatın her anında kendini gösterir. Bakın çevrenizdeki insanlara kimi Hakkı, adaleti, eşitliği, edebi, ahlakı, iyiliği savunurken, diğerleri bu değerlerin zıttı olanı savunurlar…
Bu bağlamda alemden hep iki zıt ses yükselir, “Birisi HAK, diğere BATIL” diye seslenir. Bunlardan birisi iyi kişilere hayattır, diğeri kötü kişilerde hiledir, cehennemdir. Yiyecekleri ise ‘zıhımın köküdür.’ (Zakkum, cehennemde olduğuna inanılan ölümcül, acı meyveli ağaç. ... Cennet'te bulunan ağaç ise Tuba'dır)
Biraz açalım: “Her insanda bir Musa, birde Firavun” vardır. Çünkü günlük her işimizde, alacağımız her kararda o Firavunda (nefsin aşırı arzusu) Musa’ dan gelen sesle (vicdanın sesi) harekete geçerler. Bu esnada vereceğimiz karar çok önemlidir.
Öğrencilerimin tamamını diplomalarını alırken, bir çatal misali vererek bu konuya detaylı anlatmışımdır, yani sağ duyunun sesine kulak vermelerini istemişimtir, ancak şimdi biz Mevlâna hazretlerine kulak verelim. “O seslerden birisi, “İşte ben buracıktayım hazırım, öbürü; “Sen benim sonuma bak!” der.
Bu seslerden birini kabul ettin mi, öbürünü duymazsın bile. Çünkü seven kişi, sevgiliye aykırı olan kişilerin sözlerine sağır olur.
Cihanın bozuluşu, “Benim şimdiki halim hiledir, pusudur; sonumu, bir aynaya benzeyen ünüme bak da gör!” der.
Bu iki çuvaldan birine girdin mi, öbürüne zıd olur, artık ona layık olmazsın. Ne mutlu ona ki, erlerin akıllarının duyduğu bu sesi, önceden işitti.
Gönül evini hangi ses boş bulursa o gelir, tutar; artık sahibine ondan başkası ya eğri görünür yahut acayip!
Yeni testi, sidiği emerse artık su, ondan o pisliği gideremez! Alemde her şey bir şeyi çekmektedir; küfür, kafiri; doğruluk doğru yolu götüreni” (Kaynak Mesnevi)
HER KUL TUZAĞA DÜŞER
Değerli dostlar biz kuluz, hata yaparız ve her an şeytanın ve nefsimizin tuzağına düşebiliriz. Ayrıca günümüzde şeytan ve avenesi çoğaldı. Dikkat etmek gerekiyior.
Mevlâna konuyu bağlarken şöyle der: “Kehribar da vardır, mıknatıs da sen demir de olsan, saman çöpü de olsan elbette bir tuzağa düşersin.
Demirsen seni bir mıknatıs kapar yok saman çöpüysen kehribar tutulur ona gidersin.”
Dikkat buyurun; “İşi kişilerle dost olmayan, elbette kötülerin yanında yer alır, onlara komşu olur!
Görüldüğü gibi insan her zaman seçim yapar, bu seçim pazardaki alışverişten tutunda, arkadaş edinmeye, ibadet etmeye kadar varır.
Bizlere düşen şey, mutlak suretti iyilerle beraber olmamızdır.
BUYRUK NET
Efendimiz(sav) “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emir ve kütükten men edersiniz yahut Allah Teala size toplumsal kargaşa(aza) verir. Sonra kurtulmak için Allah’a yalvarsanız da duanız kabul edilmez (Tırmızi)
Hadisteki tehdit çok net.
Evet ahir zamanda yaşıyoruz, işimiz zor. Belki yakın zamanda yerin altı, yerin üstünde yaşamaktan daha kolay olacak. Ancak bir Müslüman olarak şer güçlere ve şeytanilerin hilelerine rağmen, biz hakkı hak bilip, batılın karşısında duranlardan olmamız gerekiyor.
Özellikle büyük günahlardan kaçınmamız gerekiyor. Sıkıntıya düştüğümüzde Cenab-ı Allah’ı sığınmalıyız.
Sonuç olarak zıtlar üzerine yaratılan kâinat iki kutupludur, hani şair der ya, birinden nur akar, diğerinden kir.
İnşallah bizler nurlu sese kulak verelim, Hak tarafa yönelelim, birbirimizin elini tutalım, hatta Rabbimizin elinden tutup, ona yakaralım. “Yarabbi nefsimle beni bir saniye olsa baş başa bırakma!”
Kalın sağlıcakla.