Yüz yıllardır Hristiyan topluluğu, haçlı seferleriyle,Arabistanlı Lawrence ( İngiliz Ajanı Thomas Edward Lawrence), Deaş, Arap Baharıgibi şerefsizce olaylarıyla Ortadoğu’ya kan kusturuyor.

Müslüman toplulukları ise ‘bize değmeyen yılan binyaşasın’ misali kafamızı kuma gömüyoruz. Müslüman topluluğunun, mazlumlarınsadece Recep Tayyip Erdoğan’ı mı var. Koskoca 1,5 milyar nüfusa sahip İslamcoğrafyasında başka Erdoğan’lar yok mu?

Lanet olsun, bir Müslüman olarak isyan etmiyorum fakatMevla’mdan bu sözde bazı İslam ülkelerinin liderlerine lanet okuyorum. Batınınuşağı olup, koltuğu için insanlık dışı eylemlere ses çıkarmayan, İslamülkelerine yapılan zulmü görmezden gelenlere Rabb’im mutlaka gösterecektir.

Uyanın artık ey Müslümanlar! Yüz yıllardır emperyalistgüçler Orta doğuda istediği gibi at koşturmaktadır. Buna çanak tutan ise bölgeliderlerinin bazıları…

Müslüman kesime her zaman üç ülke liderlik yapmayaçalışmıştır. Bunların başında Osmanlı ve devamında Türkiye gelmektedir.Safevilerin fethinde halifeliği alan Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim vesoyundan gelenler 1924 yılına kadar halifeliği sürdürmüştür.

Yani şunu demek istiyorum; Osmanlı kuruluşundan bu yanaher zaman İslam’a sahip çıkmış, yayılması için de büyük hizmetler etmiştir.

İslam Coğrafyasında her zaman Türkiye’ye kafa tutan İranise şimdilerde Suudi Arabistan’la İslam Coğrafyasının liderliği ile ilgilimücadele vermektedir. Arabistan İran’ı bir tehdit olarak görmektedir. Aslındakonu din olunca hangi ırktan olursa olsun, hangi milletten olursa olsun biraraya gelme zorunluluğu vardır.

Arabistan şuan Amerika’nın tam emir eri olmuş durumda.Tüm kutsal mekânların ve peygamberimizin (SAV) doğup büyüdüğü ve rahmetekavuştuğu topraklar, dünya genelindeki Müslümanların azılı katili olan Amerikaile bir araya gelme ve onun isteklerinden çıkmama gibi sergilediği yönetimşekli tüm mazlum milletlerin ahını almasına neden olmaktadır.

Kendisini İslam coğrafyasının lideri, ağabeyi gibi görenSuudi Arabistan eğer ağabeyse kardeşlerinin yıkımını neden görmezdengelmektedir.

Bugün Suud Kralı Amerika’nın istediği doğrultusunda yinekendisi gibi Amerika’ya hizmet edecek olan oğlunun yolunu açmak için tümhanedan mensuplarını zan altına alacak bir soruşturma başlattı. Busoruşturmanın yolsuzlukla ilgili olmadığını tüm dünya biliyor. Kimlerin hainplanına hizmet ettiği de ortadadır.

Aslında yine batılı ajanların girişimiyle düzenlenen Arabbaharı ile Amerika’ya karşı çıkan liderler bertaraf edildi. Amerika’nın emireri konumunda olan Suudi Arabistan’a Arap baharı uğramadı. Aslında ‘Kara Cuma’diyerek Müslümanlar için kutsal sayılan Cuma gününü itibarsızlaştırmaya çalışanAmerika’nın oyununa bizlerde geliyoruz. Aynı Arap Baharı diyerek. Aslında buBahar değil kıyımdı. Bugün Arap Baharının yaşandığı tüm ülkelerde bir iç savaşvar. Buna göz yuman ise yine bölge liderleri ve insanları.

Bugün sergilenen plan ve oyunların temeli Arap Baharı ileatılmıştı. Birkaç gün içerisinde Deaş denilen terör örgütünün nasıl oluştuğunuherkes bilir. En son ise kimlerin aracılığıyla tek kurşun atılmadan çekildiğinide herkes bilir. Aslında Deaş o topraklara müdahale için uydurulan veİslamafobi’yi yaymak için çıkartılan nesnetsiz bir it sürüsüdür.

Rakka’dan tahliye edilen binlerce DEAŞ mensubunun yarınhangi ülkede çıkacağı da muammadır. Yani onu kontrol eden güçlerin hangiülkenin huzurunu ve ekonomisini talan edeceği de şuan belli değildir.

Bu tür oyunların hepsini gören bölgedeki İslam liderlerihala kendi kıçına bakmaktadır. Belki de haklıdırlar, kendi ülkelerinin içmeseleleriyle uğraşan liderler bölgede cereyan eden olaylara sessizkalmaktadır. Aslında bu çok yanlış bir politikadır. Bölgedeki tüm İslamcoğrafyasının bağlı olduğu ‘İslam Birliği’ne üye olan ülkeler bir araya geliptek sesle bölgedeki Amerika ve batının varlığını istemeseler, askerlerininçekilmesi için nota verseler, sizce Ortadoğu’da akan kan bir gün içerisindebitmez mi?

Bence biter, Neden mi? Amerikalı Yahudi Bankacı DavidRockefeller’in 2011 yılında verdiği bir röportaj aklama geldi. AslındaRockefeller her yeşi özetliyordu; “1980 yılında gerçekleşen darbe bizimkontrolümüzde yapıldı. O dönem ülkede her gün bir cinayet oluyordu vehuzursuzluk üst boyuttaydı. 12 Eylül 1980 yılında yapılan darbe sonrası tüm cinayetler,iç kargaşa bir gün içerisinde bitti. Millet bunu askerin kestiğini düşündüçünkü biz öyle istemiştik. Oysa biz provokatörleri  darbenin olduğu gün sahadan çektik. Çünkübitap düşmüş bir millete asker ne dayatsa o millet uymak zorunda olacaktı veplanımız başarı ile gerçekleşti.”

Bu röportajın devamı da var, internete girip buYahudi’nin ismini yazdığınızda karşınıza çıkan itiraf niteliğindeki röportajıokumanız bugün oynanan aynı oyunların tekrarlandığına şahit olacaksınız.

David Rockefeller’ın söylediği gibi Ortadoğu’da Amerikave Batının gitmesi demek bölgeye huzur gelmesi demektir.

Empati yapmak bile istemiyorum. Basından takip ediyoruz,orada yaşayan ve can güvenliği olmayan ailelerin çocuklarıyla birlikte göçettiği, kız çocuklarına tecavüz edildiği bir ortamda ne koltuk düşünülür, nehayat ne de gelecek düşünülür.

Allah’a dua ediyorum, bir gün İslam coğrafyasındaki ülkeliderleri bir araya gelerek bu gidişata dur diyebilir mi?

Son olarak Amerika’da Siyonistlerin beğenisini kazanmakisteyen Trump Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağını deklare ederek 1,5milyar Müslüman’a meydan okudu. Biz buradan bağırıyoruz çağırıyoruz, gösterilerdüzenliyoruz ama yetersiz.

İslam coğrafyasında 3-4 Recep Tayyip Erdoğan olsa benceAmerika bunu değil yapmaya söylemeye bile cesaret edemez.