Çocuklara verilecek iyi bir eğitim, onları herhangi bir maddeye bağımlı hale gelmekten koruyabilir. Uzmanlar, “Bağımlılık, çocukluk döneminde bilmemekten ve meraktan, ergenlik döneminde ise kimlik kazanma duygusundan ve taklitten kaynaklanır” diyerek eğitimin önemine dikkat çekiyor. Çocuklara verilecek iyi bir eğitim, onları herhangi bir maddeye bağımlı hale gelmekten koruyabilir. Madde bağımlılığının büyük ölçüde çocukluk ve gençlik döneminde ortaya çıktığına dikkati çeken Prof. Dr. Hasan Bacanlı, bu yaş grubu üzerinde daha yoğun tedbirlerin alınmasını gerektirdiğine dikkat çekiyor.  Prof. Dr. Bacanlı, 18 yaşını bitirinceye kadar çocukların eğitim sistemi içinde olmasından dolayı tedbirlerin eğitim kurumu tarafından alınması gerekliliğini vurguluyor. “Çocukluk döneminde bağımlılık, bilmezlik ve meraktan, ergenlik döneminde ise kimlik kazanma duygusundan ve taklitten kaynaklanır” diyen Prof. Bacanlı, çocukluk döneminde verilmesi gereken eğitimi şöyle anlatıyor: “Çocukluk, neyin gerçekten iyi, neyin gerçekten zararlı olduğunun ayırt edilemediği bir dönem. Dolayısıyla çocukluk dönemine yönelik önleyici etkinliklerin daha çok bilgilendirici düzeyde olması yeterli. Hatta bilgilendirmenin çocuklarda merak duygusuna yol açmamasına özen gösterilmeli ve onlara kötü örnekleri uygun bir şekilde belirterek merakının giderilmesi sağlanmalı.” Yeşilay Dergisi, Kasım sayısı bağımlılıklarla mücadelede eğitimin önemini anlatan bir dosya ile konuya ışık tutuyor. Haberde, ergenlerin toplumsal sınırları zorlarken bu sınırları zorlayan medyatik isimleri, çevrelerinde rol model aldıkları kişileri taklit ettiğini belirten Prof. Dr. Bacanlı, şu bilgileri veriyor: “Gençler bu yolla kimlik kazanmaya çalışırlar. Dolayısıyla, ergenin bağımlılık ile ilgili tehlikeli suları, genellikle özdeşleştiği kişi veya gruplardır. Bu konuda okul çevresi öğrencilere karşılaştıracak davranış standartları sunuyor. Öğretmenlerinin kendileriyle ilgilendiklerinin farkında ve bilincinde olan öğrencilerin sigara içmesi, uyuşturucu kullanması, alkol alması veya sağlığı tehdit eden diğer davranışlarda bulunması çok daha düşük bir ihtimaldir. “ Özellikle ergenlik döneminde başlayan madde bağımlılığında gençleri bu alışkanlıklardan koruyacak olanların anne ve babalar olduğunu ifade eden Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Azize Nilgün Canelise, ebeveynin en önemli görevlerinden birinin, çocukların sorumluluk duygusu kazanmalarını sağlamak ve kendilerini zarar verici davranışlardan korumayı öğrenmelerini desteklemek olduğunu belirtiyor ve ekliyor; ”Ailelerin bir diğer görevi de, çocuklarının doğru arkadaş seçmelerine yardımcı olmaktır”. Çocuklarını doğru bir iletişim kurarak eğiten anne-babaların, madde bağımlılığı tehlikesine karşı çocuklarını korumak için de nasıl bir yol izlemesi gerektiğini Yrd. Doç. Dr. Azize Nilgün Canel akran bakısına dikkat çekerek şöyle anlatıyor; “Akran baskısı, çocuğun yaşıtları ya da içinde bulunduğu grup tarafından bir şeyi yapmaya zorlanması ya da cesaretlendirilmesidir. Bu tip baskılar en fazla ilköğretimin ikinci kademesinde ve orta öğretimde ortaya çıkar. Akran baskısı ile başa çıkabilmek çocuğunuza ‘hayır’ demeyi öğretin. Herhangi bir gruptan baskı gördüğünde veya istemediği bir davranışı yapmaya zorlandığında, bunu sizinle veya öğretmenleriyle paylaşabileceği konusunda ona cesaret kazandırın. Çocuğunuza kısa ve uzun vadeli hedefler koyun. Yanlışa hayır diyerek güçlü olabileceğini, esas güçlü ve erdemli davranışın bu olduğunu öğretin.” Yaşamın farklı dönemlerinde çocuk ya da gençlerin başarması gereken görevler yaşam becerilerini ifade ediyor. Yaşam becerilerini erken yaşta kazanan çocuklar hayata daha hazır hale geliyor, zorluklarla daha kolay mücadele edebiliyorlar. İstanbul Üniversitesi Psikolojik Rehberlik ve Danışmanlık Anabilim Dalı eğitmenlerinden Doç. Dr. Esra İşmen Gazioğlu, yaşam becerilerinin önemine dikkat çekiyor ve erken çocukluk döneminden itibaren bu becerilerin kazandırılmasının çocuğu hayata daha iyi hazırladığını belirtiyor. Ailelerin, çocuklara zorluklarla baş edebilmesi için yol göstermesi ve bunu başaracağına olan inancını ifade etmesi gerektiğini vurgulayan Gazioğlu, ”Bunun için çocuğa yaşam becerilerini öğretmek, model olmak ve sorumluluklar almasını sağlamak gerekir” diyor. Yeşilay’ın sigara, alkol, uyuşturucu, teknoloji bağımlılığı ve sağlıklı yaşam alanlarında yaş gruplarına ve hedef kitleye özelleştirilmiş ve alan uzmanları tarafından hazırlanmış içeriklerle öğrencilere ulaştırılan Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı (TBM) tüm öğrencilere ulaşmaya devam ediyor. 28 bin rehber öğretmenin birebir eğitim alarak öğrencilere ulaştırdığı ve bir koruyucu-önleyici eğitim programı olan TBM ile öğrenciler ve velileri bağımlılıklar ve korunma yöntemleri hakkında doğru, güvenilir ve detaylı bilgilere sahip oluyor. Milli Eğitim Bakanlığıyla yapılan işbirliği neticesinde hayata geçirilen TBM kapsamında; 2015 – 2016 eğitim öğretim yılında rehberlik öğretmenleri tarafından yapılan eğitim faaliyetleriyle 11 milyon öğrenci ve 2 milyona yakın veliye ulaşıldı. TBM’nin yeni eğitim döneminde de gerek  okullar, gerekse ilgili bakanlıklar ve kurumlar vasıtasıyla daha geniş kesimlere ulaştırılması planlanıyor.