Dünkü yazımda, batılılaşma maceramızın sonuna geldiğimizi yazmıştım. Aslında görüşümü tam 20 yıl önce GB(Gümrük Birliği) sürecinde Vakit Gazetesinde tam sayfa ela almış ve Türkiye’nin Avrupa Birliğine almayacaklarını net yazmıştım. Çünkü, Kur’an; “ Siz onların dinine dönmediğiniz sürece, onlar size dost olmaz!” diyor. Çünkü batılılarla, bizim kültürümüz arasında dağlar kadar fark var
. Kesin olan bir şey var, nüfusu 80 milyon olan, batı değerlerini kabul etmeyen ve gelişen bir Türkiye onlar için tehlikedir. Bakın Salı günü internet ve ulusal basında(Takvim) “İngiliz gazetesinden skandal Türkiye çağrısı” başlıklı bir haber yayınlandı. Guardian gazetesi, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası uygulanan OHAL kapsamında alınan meşru tedbirlere karşı,
Türkiye’ye açıkça müdahale edilmesi imasında bulundu. Haberi olduğu gibi aktarıyorum; “İngiliz yayın kuruluşu Guardian'da yer alan, "Tasfiyeler devam ederse, Avrupa artık sadece ellerini ovuşturarak bekleyemez" başlığını taşıyan başyazı, Türkiye'ye karşı askeri müdahale çağrısı mı yaptı!” bu durum soruları da beraberinde getirdi. Yürürlükteki Olağanüstü Hal'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ülkeyi kararnameler ile yönetmesine izin verdiğini iddia eden
Guardian, terör örgütü PKK/PYD'ye alenen destek olan milletvekillerinin ve FETÖ'yle bağlantılı isimlerin tutuklanmasını eleştiriyor. (Yani bu batılılar bölücülerden yana, batının hedefi Türkiye ve İslam dünyası kör gözler inşallah bir gün görür diyorum) Gazete, Avrupa Parlamentosu'ndan geçen hafta çıkan Türkiye ile müzakerelerin durdurulması yönündeki tavsiye kararını hatırlatarak, Erdoğan'ın oylamaya çok sert tepki gösterdiğinden de yakındı. Avrupa ülkelerinin mülteciler karşısında Türkiye'ye verdiği sözleri tutmamasından hiç söz etmeyen Guardian, Erdoğan'ın söz konusu açıklamalarını "şantajla eş değer" olarak görmesi şaşkınlıkla karşılandı. Erdoğan'ın sığınmacılarla ilgili açıklamalarını hayata geçirmesi halinde bunun Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasında imzalanmış olan göçmen geri kabul anlaşmasını geçersiz kılacağını hatırlatan gazete, "Avrupa başkentleri, Türkiye’nin anlaşmayı ortadan kaldırmak istemeyeceğini umut ediyor.”
ALMANYA BOŞ DURUR MU? Bir başka haber ve tıpa tıp aynı. Haberin başlığı; “Almanya Savunma Bakanı Von der Leyen, Türkiye hakkında küstah açıklamalarda bulundu.(Sabah) Welt am Sonntag gazetesine konuşan Bakan Von der Leyen "Türkiye'de bizde derinden endişe yaratan gelişmeler var, basın özgürlüğüne kısıtlamalar ya da insan ve azınlık haklarına riayet edilmemesi veyahut parlamenterlere yaklaşım gibi" dedi. Bakan Von der Leyen "Bir ortaklık, karşılıklı yöneltilen eleştirilere, görüş farklılıklarına dayanıklı olmak zorundadır" diye konuştu. Hristiyan Demokrat Birlik partili siyasetçi Avrupa'nın sığınmacı krizinde hata yaptığını kaydetti. Von der Leyen "
Mülteci krizinin bizi bu kadar zamansız yakalaması ve sarsması, Avrupalılar olarak bizim kendi sorumluluğumuz" diye konuştu
AB-İNGİLTERE, AVUSTURYA HEP AYNI KAFA Öte yandın, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Türkiye'nin 3 milyondan fazla sığınmacıya kapılarını açtığını belirterek, "Avrupa'nın bu konuda Türkiye'ye ders vermekten çekinmesini istiyorum." Diyerek, sığınmacılardan korktuğunu açıkça ortaya koydu.
Merkel’de ayna nakaratı tekrar ederek, şu değerlendirmeyi yaptı; , "Bu sadece bizim için değil, benim görüşüme göre Türkiye için de iyi. İnsan kaçakçıları olarak sahillerde çalışan mafya türü yapılar hiç bir zaman iyi olamaz. İnsan hayatının tehlikeye girmesi de iyi bir olay değil. Hatırlatmak isterim, Türkiye ile bu anlaşma olmadan önce bu yılın ocak ve şubat aylarında Ege Denizi'nde de 400'den fazla insan hayatını kaybetmişti. Bu nedenle AB'nin de, Türkiye'nin de güvenilir ortaklar olduğuna inanıyorum. Bu konuda daha birlikte yapacağımız çok iş var." şeklinde konuştu. Bir son dakika haberi daha aktarayım; “Avusturya'da yabancı düşmanı cumhurbaşkanı adayı Norbert
Hofer, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılması halinde, ülkesinin AB üyeliğini referanduma götüreceğine söz verdi. Sonuç, biz batının menfaatlerini koruduğumuz sürece iyiyiz, bu durumda bile 53 yıl AB kapısında beklettiler. Biz olmayacak işe amin demiştik. Biz aynı medeniyetin çocukları değiliz. AB tek dişi kalmış canavardır. Bu gerçeği artık görmemiz gerek. Kalın sağlıcakla.