Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Kahramanmaraş Kültür ve Kitap fuarında Okuyucular kitapları ile buluşuyor. Yüzlerce yayınevinin katıldığı, on binlerce kitapların okuyucusu ile buluşması çok önemlidir.  Ayrıca  bir çok yazarlarında bu fuara katılması da, okuyucu yazar buluşması sağlayacak, yüz yüze bizzat görüşmeler sağlanacaktır. Okuyucu kitaplar arasında dolaşacak, kitabın kokusunu alacaktır. Kitaplara göz gezdirmekte kitap okumaktır. Bilgi sahibi olmaktır. Maddi ve manevi pek çok boyutu bulunan,  kendimizi ve dünyamızı geliştirmemizi sağlayan en önemli araç kitaplardır.. Okuma oranı yüksek olan ülkeler, diğerlerine göre daha ileri bir medeniyet seviyesine sahip, geri kalmış toplumların karşılaştıkları sorunların birçoğunun kaynağında eğitimsizlik yer almaktadır. Dolayısıyla okuma alışkanlığı kişinin hem kendisi, hem de yaşadığı topluma katkısı için mutlaka edinmesi gereken bir alışkanlık. olmalıdır. Kitap okumak günlük hayatımızın bir parçası olmadıkça kültürel gelişmemizi tamamlamamız ve bilgi çağını yakalamamız mümkün değildir. Kitaplar bizler için bu kadar önemli bir değer taşımaktayken, birçok kitabı, yayıncıyı ve okuru bir araya getiren kitap fuarlarının da ayrı bir önemi vardır. Fuarlar, okurların yayıncı ve yazarlarla bir araya geldiği sahalar olarak sosyal ve kültürel birer kalkınma projesi görevi görür. Buralarda okurlar istedikleri kitaplara ulaşırlar, yazarlarla konuşurlar, söyleşilere katılırlar. Bir yıl içinde çıkmış, gözden kaçmış, adı duyulmamış birçok kitabı, ödül kazanmış yazarları fuarlarda bulabilirler. Kişisel kütüphaneler kadar okul kütüphaneleri, vakıf ve kurum kütüphaneleri de fuarlardan çok fazla yararlanırlar. Fuar boyunca gerçekleştirilen çeşitli söyleşi sayesinde yeni gündemler oluşur, kültürel etkileşim güçlenir. Kitap fuarı düzenlenen kentler hem yerel kültürlerine, sosyal yaşamlarına bir hizmet vererek önemli bir görevi üstlenirler.  Özellikle yerel yönetimlerin böylesine ayırt edici ve katma değeri yüksek organizasyonlar gerçekleştirmesi büyük önem taşır. Kültürel yatırım, sosyal belediyecilik anlayışının bir parçası olduğu gibi, hem kente, hem halka, hem de geleceğe yapılan bir yatırım olarak değer kazanır.   KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI Medeniyetin kaynağı kültür, kültürün kaynağı bilgi, bilginin kaynağı da kitaptır. Sosyal, kültürel ve çağdaş bir millet olmak istiyorsak, okuyan, düşünen ve araştıran bir toplum olmak zorundayız. Kitaplar, sevginin, hoşgörünün kaynağıdır. Geçmişin olaylarını bize ulaştıran vasıtalardır. Kitaplar, günlük hayatın bir parçasın olduğu kadar, fertlerin ve milletlerin  yaşamını değiştiren  bir hayat iksiridir. Kitaplar, istikbalimizin teminatı olan gençlerimizi sigara, alkol, kumar ve uyuşturucu v.b gibi kötü alışkanlıktan koruyan bir kalkandır. Kitaplar, bize acı söylemeden, kızmadan, para istemeden, gece gündüz her zaman yanımızda olan, bizimle alay etmeyen, bizden hiçbir şey gizlemeyen hocalarımızdır, öğretmenimizdir. Kitaplar, zengin kültür ve medeniyetin kaynağı, bilgi hazinelerinin ve yüce ideallerin anahtarıdır. İnsanoğlu kitap kavramını, ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Âdem’den duymuş ve tanımıştır. Dinimizi kutsal kitap(Kur’an)’dan öğreniyoruz. Peygamberimiz: “Beni Allah’a yaklaştıran, ilmin artmadığı bir gün yaşayacak olsam, o günü hayırla geçirilmeyen bir gün sayarım.” Buyurmuştur. Kitap okumanın önemine dair çok güzel sözler söylenmiştir. Üstat Necip Fazıl. “Hasta olsam, ilacım, çorbam, sütüm o kitap” Senaca: “Kitapsız hayat, kör, sağır ve dilsiz yaşamaktır.” Monteskiyo: “ Çeyrek saatlik bir okumanın gideremediği bir üzüntüm olmamıştır.” Tolstoy: “Halkı eğitmek için üç şey gereklidir: Okul, okul, yine okul.” Okumak, insanı mutlu kılıp bilgi hazinesini geliştirdiği gibi iyi ve kötüyü de bir birinden ayırma özelliği kazandırır. Stuart Chaze: “ Güzel bir kitabın sayfalarını çevirirken, yaşadığımı hissederim.” Demiştir. Prof Ali Fuat Başkil de, “ Okuduğun  bir kitapta rastladığın güzel bir parçayı veya orijinal bir fikrin, yerini ve sayfasını işaret ederek not et.” Demiştir. Tarihimizde ecdadımız kitaplara büyük önem vermişlerdir. Fethettiği her yerde kütüphaneler açmışlardır. Yavuz Sultan Selim, savaş meydanına giderken, katırlarla kütüphanesini de götürmüştür. Eski İran hükümdarları, âlim, bir kişiyi cezalandırmak isteyince, cahillerle aynı odaya hapsettiklerini görüyoruz. Samanoğulları devletinde suçlu bir kimseyi kütüphaneye hapsederlerdi. Belirli bir kitabı okuması karşılığında cezasını kaldırırlardı. Müslümanlar İspanyada Endülüs‘ü alınca orada dünyanın önde gelen “ Kurtuba” kütüphanesini kuruyorlar. Altı yüz bin cilt kitap kütüphanede mevcut. Endülüs’ün yıkılmasından sonra, kurulan Engizisyon mahkemesi kararı ile sadece Gırnata da bir milyon kitap yakılıyor. Bunun yanında bizzat Kardinal, kendi eliyle seksen bin el yazmalı eseri yok ediyor.