İslam dininde akrabalarla olduğu gibi komşularla da iyi ilişkilerde bulunmağa önem verilmiştir. Komşularla iyi geçinmek, zaman zaman onları ziyaret etmek, gerektiğinde komşuya maddi ve manevi yardımda bulunmak ve onlara yardımcı olmak gerekir.   Peygamberimiz bu hususla ilgili bir hadisinde : “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” [1] buyurmuştur. Komşularla iyi geçinmeyen, sudan bahanelerle komşusuna darılıp hatta kavga edip, komşuluk bağlarını koparan, komşusuna güven vermeyen kimse, iyi bir Müslüman sayılmaz. Komşuya hürmet ve saygı göstermelidir. Komşuya hürmet, onunla iyi geçinmek, onu üzecek, incitecek davranışta bulunmamaktır. Bir defasında, Peygamberimiz yemin ederek üç defa:“Vallahi iman etmemiştir.” Buyuruyor. Orada bulunan Ashab-ı kiram :” Yâ Resulullah, bu iman etmeyen kimdir?” diye soruyorlar. Peygamber efendimiz: “ Kötülüğünden, komşunun emin olmadığı insan” diye cevap veriyor. Komşunun muhtaç olduklarını vermeli,tatlı dil ile gönüllerini almalıdır. Hadis-i şerifte : “Evinizde pişirdiğiniz yemekten,komşunuzun hakkını veriniz.” Diğer bir Hadis-i şerifte ise “ Allah’a ve ahiret gününe inanan , komşusuna ikramda bulunsun.” Buyurmaktadır. Komşuya eziyet etmemeli ve ondan gelecek  hakaretlere  sabretmelidir. Peygamber efendimize ; “Filan kadın,gündüzleri  oruç tutar, geceleri namaz kılar, fakat komşusuna eziyet eder.”  Denilince , Peygamber efendimiz : “Onun yeri Cehennemdir.” Buyurmuştur. Hasan Basrî hazretleri : “İyi geçinmek, sadece komşuya eziyet etmemek değil,ondan gelecek eziyetlere de sabretmektir.”buyurdu. Komşunun ödünç olarak istediği verilmeli, komşu hasta olunca ziyaretine gidilmeli, sıkıntıya düşünce imdadına yetişmeli, sevinçli zamanlarında tebrik etmelidir. Cenazesi olunca “Taziye” de bulunmalı, cenaze hizmetlerine koşmalıdır.   KOMŞU HAKKI HUSUSUNDA NELERE DİKKAT ETMELİYİZ? Kul hakkı mevzuunda titizlik gösterilmesi gereken hususlardan biri de komşu hakkıdır. Cenâb-ı Hak, komşu hukûkuna riâyeti ısrarla emretmiştir. Zîrâ insan, akrabâlarından çok, komşularıyla beraberdir. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “…Anaya, babaya, akrabâya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve mâliki bulunduğunuz kimselere ihsân ile muâmele edin, iyi davranın…” (en-Nisâ, 36) Âyette bahsedilen “yakın komşuya iyilik etmek”, evi yakın olan veya hem yakın komşu hem akrabâ hem de din kardeşi olan kimselere güzel muâmelede bulunmak, yardım etmek ve kusurlarına karşı sabırla tahammül göstererek onları affetmektir.   KOMŞULARIN KOMŞU ÜZERİNDE HAKLARI Rasûlullah (sallâllâhu aleyhi ve sellem), üzerimizdeki hakları itibârıyla komşuları üçe ayırmıştır: Bir hakkı olan komşular; gayr-i Müslimler: Bunların sadece komşuluk hakkı vardır. İki hakkı olan komşular; Müslümanlar: Bunların hem komşuluk, hem de din kardeşliği hakkı vardır. Üç hakkı olan komşular; akrabâ olan Müslümanlar: Bunların da hem komşuluk, hem din kardeşliği, hem de akrabâlık hakkı vardır Bütün insanların dünyada mutlu olmasını sağlamak için, güzel komşularla yaşamak istediğini düşünerek evvelâ kendimiz güzel bir komşu olmalı, daha sonra da sâlih komşular arasında oturmaya gayret etmeliyiz. Bu hususta meşhur olan; “Ev alma komşu al!” sözü, hayırlı komşular arasında yaşamanın, mânevî hayâtımız açısından da ne kadar ehemmiyetli olduğunu açıkça göstermektedir. Peygamber Efendimiz (aleyhissalâtü vesselâm) komşu hakları husûsunda şöyle buyurmuştur: “Cebrâîl bana, dâimâ komşu hakkını tavsiye ederdi. Öyle ki ben, komşuları birbirine mîrasçı kılacak zannetmiştim!” (Buhârî, Edeb; Müslim, Birr,) Ebû Zer (radıyallâhu anh)şöyle der: “Rasûlullah (sallâllâhu aleyhi ve sellem) bana şöyle vasiyet etti: «Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy. Sonra da komşularını gözden geçir ve gerekli gördüklerine güzel bir şekilde ikrâm et!»” (Müslim, Birr,) Allah Rasûlü (sallâllâhu aleyhi ve selâm)’den şöyle bir ihtar vârid olmuştur: “Komşusu açken tok yatan kimse bizden değildir.” Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)’ın rivâyetine göre Peygamber Efendimiz (aleyhissalâtü vesselâm) Birgün; “–Vallâhi îmân etmiş olmaz. Vallâhi îmân etmiş olmaz. Vallâhi îmân etmiş olmaz!” buyurdu. Sahâbîler: “–Kim îmân etmiş olmaz, yâ Rasûlallâh?” diye sordular. Efendimiz (aleyhissalâtü vesselâm) “–Yapacağı fenâlıklardan komşusu emniyet içinde olmayan kimse!” buyurdu. (Buhârî, Edeb, Müslim, Îmân,  Tirmizî, Kıyâmet,) Peygamber Efendimiz (sallâllâhu aleyhi vesselâm) komşu haklarını şöyle açıklar: Komşu hakkının ne olduğunu biliyor musun? Senden yardım dilediğinde yardım etmen, borç istediğinde vermen, muhtaç olduğunda ihtiyacını görmen, hastalandığında ziyâret etmen, bir hayra kavuştuğunda tebrik etmen, musîbete uğradığında tâziyede bulunman, öldüğünde cenâzesine katılman, izni olmadıkça binânı onun binâsından daha yüksek yapıp rüzgârına mânî olmaman, çorbandan az da olsa ona da göndermek sûretiyle tencerenin kokusuyla onu rahatsız etmemendir. (Beyhakî, Kurtubî,) [1]  Buhari, Edep