“Tevrat’ta bile;
Böyle bir şey yazmıyor
Benim ise kalbim sızlıyor
Senin hesabın bu dünyalık
Onların acısı ise;
Vatan içinde vatansızlık”
Depremler ,felaketler yaşadık ama, Filistin'de yaşanan vahşet hepimizi daha fazla derinden etkiliyor.
Filistin halkının mağduriyetine en çok üzülen yine Türkiye dir. Diplomaside başarılı bir tutum sergileyen ülkemiz,her zaman Filistin halkının,yani mazlumun yanında olmuştur.
İnsanlığın bittiği fotoğraflar yüreğimize kazındı. Çaresiz insanların üzerine bombalar yağdıran İsrail,bu utancı nereye kadar taşıyacak! Gazze gibi küçücük bir alanda sıkışmış insanlara yapılan saldırılarda,bombalarla ölen savunmasız çocukların,annelerin ve sivillerin hesabını nasıl ödeyecekler! Bir annenin “çocuklarım aç öldü “diye feryat eden annenin feryadını dünya duymuyor mu?
Yine dün yani 13 Ekim 2023 Cuma namazında;yola serilen seccadelerinde namazını eda eden Filistin halkının üzerine saldıran atlı birliklerin ,onları darmadağın eden,seccadelerin çiğnendiği ,halkın üzerine sıkılan pis kokulu maddenin ve gaz bombalarının altında ,yapılan saldırının adı zulümden başka ne olabilir!
Ekrana düşen fotoğraf kareleri, içimize dökülen acının ta kendisiydi. Filistinliler işgalci İsrail’in saldırılarına karşı, çaresizliğin içinde bile onurlu direnişine, mücadelesine devam ediyor.
İslam coğrafyasında son yüzyılda hem vatanlarından kovulmuş, yurtsuz bırakılmış, canlarını verdikleri mücadeleden vazgeçmeyen tek millet Filistinliler olmuştur. Bu konuda sözde Müslüman devletlerin kınamadan öteye gidemediklerini görüyoruz. Bu konuda en çok duyarlılık gösteren ülke Türkiye ve birkaç samimi Müslüman devlet olmuştur. Diğer Müslüman devletlerin bu konuya duyarsız kalmaları Kudüs’ü yalnız bırakmıştır.
Kudüs bütün insanlığın ortak inançtaki kırmızıçizgisi olup, binlerce yıldır orada yaşayan insanların hassas noktasıdır.
Bu sebepten hiç kimsenin başkasına sınır getiremeyeceği, kendi çıkarları doğrultusunda tasarruf edemeyeceği bir inanç diyarıdır.
Buraya uzanan kirli eller tüm Müslümanların ruhunu derinden etkiler. Musa Peygambere inen vahiy bizi bağlar ve Kurandaki kıssaları ruhumuzun derinliklerinde yankılanır.
İsa Peygamberin yol arkadaşlığında Mescid-i Aksa’ya yani peygamber mirasına sahiplenmek hepimizin meselesidir.
Bu çile yolunda, Mescid-i Aksa’da namaz kılmak kadar, bu mirası korumak ta en büyük görevimiz olsa gerek.
Kudüs içerdiği dini değerlerle üç din için(İslam,Hristiyan,Yahudi dinine ait olanların) ortak kutsal öneme sahip olduğu bir bölgedir.
Coğrafi anlamda Filistin ve İsrail’in ortak noktasında yer alan Kudüs,800 Bin kişilik nüfusa sahiptir. Bünyesinde Mescid-i Aksa, AğlamaDuvarı,Kubbet-Us-Sahra gibi dini öneme haiz yerler mevcuttur.
Geçmişi hatırlamada fayda vardır;” İsrail’in 1967 savaşlarında kanla zapt ettiği toprakları ilhak etmesi dünya kamuoyunda asla kabul görmedi. Dünyanın tüm ülkeleri bu işgali yasadışı gördü ve bu durum hukuki olarak ta aynen böyle olmaya devam ediyor. BM’in 242 sayılı Güvenlik Konseyi’nde işgal devletinin fazladan yerleştiği toprakları derhal terk edip 67 sınırlarına çekilmesi kararı alındı. Bu karar birkaç kez daha tekrarlandı ve hala geçerli.”
21 Aralık 2017 de ne oldu?
BM Genel Kurulu'ndaki Kudüs oylamasında Trump'ın istemediği karar çıktı.
Türkiye'nin girişimiyle hazırlanan karar tasarısı kabul edildi. Oylamada 128 kabul, 9 ret ve 35 çekimser oy kullanıldı.
Trump’un tehditleri karşılığını bulmadı, Türkiye’nin Kudüs konusunda asil ve büyük devlet olarak ortaya koyduğu tavır ve gayret meyvesini verdi. BM genel Kurulundaki tarihi oylamada 193 ülkenin güçlünün değil de, haklının yanında oy kullanması ve çoğunluğu karşısında ABD nin Kudüs kararı reddedildi.
Kudüs'ün esareti, işgalcilerin güçlü olmasından kaynaklanmıyor, Müslüman ülkelerdeki yozlaşmış rejimlerin duyarsızlığından kaynaklanıyor.