Yaklaşık 2-3 aydır gündemimizdir orman yangınları…
Ülkemiz Korona virüs ile mücadeleye devam ederken bir yandan da 3-4 gün devam eden Hatay ilindeki yangınla mücadelesini sürdürdü.
TV’ler, Radyolar, Gazetelerin Manşetleri Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş Yangınları idi.
Bunu yakan vicdansızların içi rahat mı, bizim ciğerlerimiz yanıyor, kül oldu.
Sadece yeşil alanlarımız değil, oksijen kaynaklarımız yanıyor.
Oksijen kaynaklarımızın yanması demek, oksijensiz kalan ciğerlerimizin yanması demektir. Ciğerlerimizin yanması demek, canlılığımızın yok olması demektir.
Ormanlarımız kendiliğinden yanmıyor, hain ellerce yakılıyor.
Hain eller, havamızı oksijensiz bırakmak için yakıyor ormanlarımızı…
Hain eller, yeşil alanımızı yok etmek ve ülkemiz alanlarını kuraklığa mahkûm etmek amacıyla yakıyor ormanlarımızı…
Hain eller, ülkemizin iklimini bozmak için yakıyor ormanlarımızı…
Hain eller, erozyonun ve sel baskınlarının ülkemize daha fazla zarar vermesi amacıyla yakıyor ormanlarımızı…
Hain eller, insanımızı beton yığınlarına mahkûm etmek amacıyla yakıyor ormanlarımızı…
Sadece bir ay içinde, 20 Temmuz ile 20 Ağustos tarihleri arasında Türkiye'nin 503 noktasında orman yangını yaşandı.
Bu tarihler arasında Türkiye'nin cennet ormanlarından bin 344 hektarı, yani yaklaşık 1300 futbol sahası büyüklüğünde bir alan kül oldu.
Son Hatay orman yangınında ise 2500 hektar yani 25 bin dönüm yani 25 milyon metrekare ormanımız kül oldu.
Orman yangınlarımızın ardı arkası kesilmiyor.
İstatistiklere göre ise ülkemizde her yıl meydana gelen 4 bin yangında, 10 bin hektar orman yangınlarda zarar görüyor.
Yani her yıl 10 bin futbol sahası kadar ormanımız kül olup gidiyor.
Bu sebeple Türkiye, orman yangınlarında Akdeniz'in riskli ülkeleri arasında kabul ediliyor.
Orman yangınlarının erken haber alınması veya tespit edilmesi için ülke genelinde 776 yangın gözetleme kulesinde yangın sezonu boyunca gözetleme yapılıyor.
Ormanlık bölgeler kameralar ile izlenerek personele destek olunuyor.
İhbar alınan veya tespit edilen orman yangınına 1.173 noktada konuşlanmış ilk müdahale ekibi ile yangınlara müdahale edilmektedir.
Orman Müdahale ekiplerinin gece gündüz her ihbarı değerlendirerek kendi canlarını hiçe sayarak ateşe atıyorlar.
Yangına Müdahale Ekipleri, görevlerinin öneminin bilincinde, ‘bir tek ağacın dalı yanmasın’ diye kendileri yanmayı göze alıyor.
Her yangında olduğu gibi Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesi Ayşe pınar mevkiinde de kendilerini siper ettiler.
O noktada ailelerini, evlatlarını geride bırakarak, hem sevdiklerinin hem de milyonlarca vatandaşın geleceği için gözlerini bile kırpmadan dalıyorlar ateşlerin arasına.
Elleri, üniformaları yandı kimi zaman; ama hiç vazgeçmediler, ülkenin ciğerleri yanmasın diye bir maskenin ardında nefes almaya çalışıp, tonlarca ağırlıktaki hortumları çektiler yangının ortasına.
Alın terleriyle ıslattılar yanan ormanları, canlarını siper ediyorlar koca yangınlarda bir dal yeşili kurtarmak için.
Türkiye’nin dört yanında artan orman yangınlarına karşı, orman teşkilatı savaşçıları, fedakâr bir şekilde, canını ortaya koyarak ormanlarımızı koruyor.
Onlarla ne kadar gurur duysak azdır.
Onlarla bizim umutlarımız yeşeriyor, kül olmaktan kurtuluyor.
İyi ki onlar var.