Kütüphane köken itibariyle Farsçada “ev” manasına gelen “hane” ile Arapçadaki “kitaplar” manasına gelen “kütüb” sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelerek “hane-i kütüb” yani “kitaplar evi” isim tamlamasındaki tamlama “i” sinin düşüme uğraması sonucu kelimelerin de yerlerinin değişmesiyle oluşan yeni bir bileşik sözcüktür.

Kütüphane mana olarak da belli bir sisteme göre tasnif edilen özellikle de kitapların ve bunun yanı sıra benzeri materyallerin toplandığı, saklandığı, okuyucu ve araştırmacıların istifadesine sunulduğu bir mekandır diyebiliriz.

Tarihte kurulan ilk kütüphane Asurlu dönemine ait Nivie’de (Ninova) i.ö. 626 tarihinde kurulan “Asur Bani Pal” kitaplığıdır. Daha sonra Ozymandias Teb’te dinsel yazılar için ayrı bir kitaplık daha kurulmuştur. Bu kitaplığın 20.000′den çok papirus tomarı bulunduğu sanılmaktadır. Eski Yunan’da ilk kitaplık İ.Ö. 540 yılında Pisistratus’un Atina’da kurduğu kitaplıktır. Daha sonraları tapınaklara bitişik pek çok kitaplık kuruldu en önemlileri İskenderiye’de Musaion; Anadolu’da Efes ve Bergama kitaplıklarıdır. İlk büyük Hıristiyan kitaplıkları Kayseri, Şanlıurfa ve İstanbul’da kuruldular.

Bizdeki son olarak kurulan “Milli Kütüphanemiz” kuruluş kökeni olarak 15 Nisan 1946 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı Yayımlar Müdürlüğüne bağlı olan bir büronun açılmasına dayanır. Daha sonra kitap sayısının artması ile çeşitli binalara taşınmıştır ve nihayetinde yeni binasına taşınarak “Ankara İlk Halk Kütüphanesi” olarak 16 Ağustos 1948 tarihinde resmi olarak kullanıcıların hizmetine açılmıştır.   

Kütüphane haftasına binaen bizler özellikle de çocuklarımızı yanımıza alarak evde yoksa bir kütüphane köşesi varsa da tekrardan, gözden geçirerek, kütüphanemizi oluşturmalıyız. Bu seferberliği de kitap okuyarak başlatmalıyız. Tabii ki temennimiz her günümüze bir kitap saati ayarlamaktır. Bunu yapamıyorsak da en azından her hafta bir kitap okumalıyız. Malumunuz, geleceğimizi ve kendimizi kitap okuyarak hazırlıyor ve geliştiriyoruz.

Bunları tamamladıktan sonra çocuklarımızı, arkadaşlarımızı, dostlarımızı yahut (özel olarak) ailemizi alarak hiç vakit kaybetmeden kütüphaneye gitmeli ve orada kitap okuyup çeşitli araştırmalar yaparak kendimize, çocuklarımıza ve arkadaşlarımıza kütüphane kültürünü aşılamalıyız. Hatta ilimizde yahut ilçemizde kütüphane haftası ile ilgili programlar varsa bu gibi etkinliklere katılarak da kütüphanenin önemini kavratmalıyız ve bu sayede kültürel açıdan kendimizi ve çevremizi zenginleştirmeliyiz.

Hepimizin kütüphane haftası hayırlı olsun, herkesin evinde bir kütüphane olması dileğiyle… esenle kalın.