Bir anlam inceliği yaratmak veya nükteyapmak için şairin çok iyi bildiği herhangi bir şeyi bilmiyor görünerek sözsöylemesidir.

ÖRNEK: Şakaklarıma kar mı yağdı nevar?  Geç fark ettim taşın sert olduğunu,

                Benimmi Allah’ım bu çizgili yüz?   Su insanıboğar, ateş yakarmış.

                Gözgördü gönül sevdi seni ey yüzü mahım

                Kurbanımolam var mı bunda benim günahım

n)-HÜSN-İ TALİL (GÜZEL NEDENE BAĞLAMA): Bir olayın, olgunun gerçek nedenini biryana bırakıp onu hoşa gidecek başka bir nedenle açıklamaya denir.

NOT: Hüsn-i Talil’in olduğu yerdeTecahül-i Arif de vardır.

ÖRNEK: Sen güldün diye açıldı bu pembegüller

                Senuyandın diye gün doğar

                Bireylül akşamı kaybetmiştim yârimi. Eylül yaşlı gözleriyle paylaşmıştı derdimi.

o)-LEFF Ü NEŞR (TOPLAYIP DAĞITMA): Birinci dizede söylenen sözlerle ilgiliolarak ikinci dizede bu sözlerin bir sıra gözetilerek anlatılmasıdır. 

ü Leff ü Neşr, söylenen sözcüklerin sıralanışına göreikiye ayrılır: Düzenli- düzensiz

ÖRNEK: İçimde kor  donar, buzlar tutuşur             Ben bir sedefim, sen nisan bulutu

                Yağanateş midir, kar mıdır bilmem         Ver damlaları, al yuvarlak inciyi

ö)-İRSAL-İ MESEL (ATASÖZÜ SÖYLEME): Atasözünü kullanma sanatıdır.

ÖRNEK: Aldırma cihanın sakın malına        Çağır Karacaoğlan çağır

                Bugününişini koyma yarına          Taş düştüğüyerde ağır 

p)-İSTİFHAM: Soru sorma sanatıdır.

ÖRNEK: Bana kara diyen dilber, gözlerinkara değil mi?

                Benmi çıldırmışım, sen mi delirdin, yalvaran sesimden kaçışın niye?

r)-SECİ (İÇ UYAK): Cümlelerin veya bir cümle içinde birden çok sözcüğünsonlarındaki ses birliğine denir.

ü Düz yazıda kullanılan uyak olarak da tanımlanabilir.

ÖRNEK: İlahi, kabul senden, ret senden, şifa senden, dert senden… İlahi, iman verdin, daim eyle; ihsan verdin, kaim eyle.

t)-CİNAS (SESTEŞLİK): Yazılış ve okunuşları aynı; anlamları farklı olansözcüklerin bir arada kullanılmasıdır.

ÖRNEK: Karşıma dikildi hep yücedağlar          Bu ne güzel bir gül 

                Ayrılıkateşi yüreğimi dağlar                Hiçağlama hep gül

s)-NİDA: Seslenme sanatıdır.

ÖRNEK: Ey mavi göklerin beyaz ve kızılsüsü!                   

                EyŞehitoğlu şehit isteme benden makber! 

ş)-ASONANS: Şiirde aynı ünlülerin tekrarıyla sağlanan ses uyumunadenir.

ÖRNEK: Gül bülbülü güldürür mü

                 Ülfet eyler öldürür mü

t)-ALİTERASYON: Söze ahenk katmak amacıyla ünsüzlerin tekrarıylasağlanan ses uyumuna denir.

ÖRNEK: Eylülde melül oldu gönül soldu dalale

                Birkaküle meyletti gönül, geldi bu hale

u)-İKTİBAS: Ödünç alma anlamına gelir. Şiirde bir ayeti, birhadisi, bir sözü tam veya yarım olarak anlamlı bir biçimde aktarma sanatıdır.

ü İktibas, İrsal-i mesele benzer. İrsal-i meselde şair,düşüncesini pekiştirmek için genellikle atasözünden yararlanır; iktibasta iseayet, hadis veya diğer şairlerin dizelerinden alıntı yaparak bu sanatıkullanır.

ÖRNEK: Bir şarkı dökülüyor sokağa                                      Ey deligönlüm, arsız dilim:

                Unutulmuşbir pencereden                                      “Ya hayırkonuş ya da sus”

                “Geçtimyine dün eski hazan bahçelerinden”

ü)-ULAMA: Bir sözcüğün sonunda bulunan ünsüz harfin kendindensonra gelen ve ünlüyle başlayan sözcüğe, bitişik okunmasına denir.

ü Ulama, aruz ölçüsünde kalıba uydurmak için yapılır vebu durum bir çeşit sanat sayılır.

ÖRNEK: Her an, yaz ortasında hayalettiğim Boğaz

                Masmavi,göz kapaklarımın arkasındadır 

v)-LEBDEĞMEZ: İçinde “dudak ünsüzleri” (b,f,m,p,v) diye tanımlananharfler kullanılmadan yazılmış şiirlerdir.

ü Dudakdeğmez adı da verilir.

ü Divan edebiyatımızda az başvurulan bir yöntemdir.

ü Asıl Halk edebiyatımızda kullanılır.

ü Bu türde şiir söylemek ustalık ister.  

y)-TEDRİC (DERECELEME): Birbiriyle ilgili kavramların bir derece gözetilereksıralanmasıdır.

ÖRNEK: İki asker, mızrak mızrağa; kılıçkılıca; hançer hançere vuruşmaya başladı.

                Geçsingünler, haftalar, aylar, mevsimler, yıllar

                Zamansanki bir rüzgar ve bir su gibi aksın

 

z)-RÜCU (GERİYE DÖNÜŞ): Bir düşünceyi, bir hakikati daha güçlü kılmak içinsöylenen sözden dönmüş gibi davranmaktır.

ÖRNEK: Al yanaktan buse alam                   Susadım su isterim          Bana çeşme gösterin

                Yanakolmaz, dudak olsun              Çeşmebeni kandırmaz   Al yanaktan isterim