Adam: Aklından neler geçiyor dostum? Diye sordu. Tıknaz adam cevap verdi. İnsanların aptallığı ve benim ne kadar aptal olduğum? Adam: Bu kanıya nereden vardın? Nerde aptal olman gerektiğini biliyorsan yeterince zekisin demektir. Tıknaz adam cevap verdi: hiç kimse farkında değil ama tek şansımız olan bütün bir hayatı birilerinin bize sunduğu dayatma bir hayatı yaşayarak geçiriyoruz. Bunu ancak bir aptal yaşayabilir! Düşünsene bir başkasının aklıyla yaşamayı? Bütün bir ömrü sanki bir yabancının hayatıymış gibi yaşayarak bitirmek! Ne büyük bir felaket… Adam: peki sen öyle mi yaşadın? Tıknaz adam: öyle yaşadığımı düşünüyorum ve sonuçta ne kadar aptal olduğum gerçeği ortaya çıkıyor… Adam: dayatma hayatı yaşamak aptal olduğun anlamına gelmez diye düşünüyorum. Tıknaz adam: olur mu? bir başkasının benim için kurguladığı hayatı yaşamışım bundan daha büyük aptallık olabilir mi? Adam: kendine karşı çok acımasızlık ediyorsun! Tıknaz adam: acımasızlık edeyim ki gerçeğin ne kadar vahim olduğunu zavallı beynim iyi kavrasın… Adam: yapma dostum kendine hem acımasız hem de haksızlık ediyorsunuz. Tıknaz adam: aptal olmasam böyle bir hayatı yaşamazdım en azından yaşamayı kabul etmez karşı çıkardım. Bana bir kereliğine yaşamam için bahşedilen bu hayatı, bir başkalarının vicdanına merhametine fikrine dünya görüşüne hayata bakış açısına bırakmazdım. Hadi bir de aptal olduğumu hiç anlamasaydım! O zaman ne olacaktı? Anlatabiliyor muyum? Adam: evet bir bakıma haklısın. Hayatımız hep birilerinin bize çizdiği rol modelleri yaşamakla ve uygulamakla geçiyor olabilir. Fakat bizde bundan memnun oluyoruz gibime geliyor. Birilerinin bizim yerimize düşünmesinden. Ayrıca o birileri dediğin kimler? Tıknaz adam: Hah işte burası önemli… O birileri dediğim herhangi biri olabilir… Örneğin, baba, anne, ağabey, dayı, amca, arkadaş hatta bir dost bile olabilir?  Veyahut devlet baba olabilir…  Devlet baba ilk önce yönetim sistemini kurar, ardından kendi kurallarını koyar, yasa yapıcıdır yasa yapar, kanunlarla belirler ve topluma bir yaşam şekli sunar. Toplumda buna uymakla mükelleftir. Yani tek şansımız olan o bir ömür her halükârda başkalarının bizim için düşündüğü bir hayatı yaşayarak geçiyor. Öyle çok hayatımıza karışanımız var ki! Sence böyle bir hayatı yaşamak aptallık değil de nedir? Adam: Düşününce evet aptallık gibi görünüyor fakat ne yapabiliriz ki? Her insanın kendi kanunlarını yazıp yasa çıkartacak hâli yok ya? Aileye gelince düşüncene bende katılıyorum. Bir yere kadar karışabilmeli çocuklarına fakat sınırlarını bilmek ve doğru belirlemek kaydıyla… Tıknaz adam: Evet doğru söylüyorsun.. Bizim seçtiğimiz temsilciler bizim adımıza o yasaları yapıyor, kanunları yazıyorlar. Fakat bir diğer yandan ister aile olsun ister devlet baba olsun nihayetinde bizim yaşam şeklimizi belirliyorlar. Adam: Dünya da genel geçer en iyi sistem bu? Birileri veya biri yönetmek zorunda kalabalıkları… Bu bir kral olur, bu bir padişah olur, bu bir cumhurbaşkanı olur, bu bir başbakan olur, bu bir başkan olur, bu bir konsey olur, yani liste uzayıp gider… Tıknaz adam: kalabalıklar kalabalıkçıklar… Adam: Ne demek şimdi bu? Tıknaz adam: Bir kalabalıklar vardır bir de kalabalıkçıklar… Adam: Ne demek şimdi bu? Diye üsteler… Tıknaz adam: Kalabalıklar yani benim gibi yaşadığı hayattan bir türlü memnun olmayan ama yaşamak zorunda kalarak yaşayanlar, kalabalıkçıklar yani hiçbir şey düşünmeden kendinin yerine başkalarının düşünmesinden memnun olan ve sürü psikolojisi ile yaşayanlar… Adam: Ne yapmak lazım? Tıknaz adam: Mesela, bütün insanlara özgürce yaşayabilecekleri bir hayatı sunmak! Adam: Yaşadığımız bu çağda bu düşünceniz pek mümkün görünmüyor yoksa yanılıyor muyum? Bütün insanları kendi talepleri doğrultusunda özgürce yaşayabilecekleri bir hayatı sunmak… Kolay iş değil! Ayrıca yok öyle bir özgürlük dünyada… Tıknaz adam: Hah işte demek istediğim tamda bu! Bu yol özgürlükleri çoğaltmaktan geçiyor. İnsanların düşündükleri gibi bir hayatı yaşamalarına imkan sağlamaktan geçiyor. Bırakalım insanlar istedikleri hayatı yaşasınlar diyebilmek! Yani insanlara istemedikleri bir hayatı yaşamak zorunda bırakmamak! Kısacası insanları aptallaştırmamak… Medeniyet dostum medeniyet!. Medeniyet bunu yapmayı gerektiriyor. Farkına varalım yeter… Ne dersiniz! Gününüz sağlık ve başarılarla geçsin. Hoşça kalınız.