Zulmü çok bir padişah varmış, cuhut,

Öldürür çok İsevi, bilmez hudut!


Dini yaymak vakti, İsa’nın bu an;

O Musa’nın canı, Musa onda can!


Ayrı saymış, öyle hem şah bir şaşı,

Oysa onlar, Hak yolun tek yoldaşı.


Ustanın varmış çırak gözler şaşı,

Kaseyi raftan getirmekken işi.


“Kase çifttir tek değil” derken çırak,

“İstenen der hangisi bilmem ki bak!”


“Kase tektir, dikkat et sen ey şaşı,

Çift görüş yok, çokla terk et uğraş!”


Der ki: “Ustam, neyse tekdir etme ki!”

Usta der: “Sen kır birin kalsın teki!”


Bir çanak kırdım sanırken şaş o an,

Çift çanak birden çekilmiş ortadan.


Kase tektir, gözde olmuştur iki,

Çift de kaybolmuş görünmez bir teki!


İhtiras, insan isen, eyler şaşı,

Ruhta kalmaz istikamet uğraşı!


Hırs, garez gelmişse bitmiştir hüner,

Bir cehalet yüz keramet perdeler.


Gönle rüşvet aşkı dolmuş bir kadı,

Hem zalim, mazlumda bir fark görmedi.


Yahudi kinden şaşı bir şah iken;

“El aman Ya Rabbi, artık el aman!”

(324-336)