Merhabalar değerli okurlarım, bendeniz, Selma Kahraman. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi öğrencisiyim. 30 Ağustos 1992 doğumluyum. Niğdeliyim. Nisan 2017 ‘de ilk eserim Okulda Ajan Var Eftalya Kitap / Yediveren Yayınları farkıyla raflarda yerini aldı. İsminden de belli olduğu üzere Macera, korku ve gerilim olayları hissi veya havası oluşturduysa sizlerde doğru düşünüyorsunuz demektir. Bunun yanında Wattpad isimli internet sitesinde de 18 tane yayınlanmayı bekleyen çalışmam var. Hemen hemen her konu üzerinde yazabilirim. Ama ağırlıklı olduğum konular fantastik ve macera türünden kitaplar üretmeyi daha çok seviyorum. Eh bu kitapların içine biraz da aşk serpiştirmesek olmaz. Aşk bahsi hikaye ve eserlerimin tuzu biberidir diyebilirim. Aşk Dünya ‘nın kendisidir zaten. Şöyle düşünün, bir duygu; hem öfke hem de sevgi besleyebiliyor. Bu da gerçek duygu olduğunu dile getiriyor. Zaten aşk olmasa bana göre bir kitap da eksik olur. O yüzden hemen hemen her kitabımda aşk vardır. Yazmaktan başka şu an için ilgilendiğim konular; aslında meraklı biriyimdir. Merak ettiğim bir şeyi derinlemesine araştırırım çünkü benim için okumak mevzuların derinine inmek bir tutkudur. Tarihteki gizemli olaylarda buna dahil. İlgi çekici değil mi? ;) Peki ne okuyacağız senin köşende derseniz, burada esrarengiz gizemli olayları, başarı hikâyelerini ya da korku hikâyeleri yorumlayıp siz değerli okurlarımın beğenisine sunacağım. Gizemli hikâyelerde birlikte olayı çözmeye çalışacağız, korku hikâyelerinde birlikte ürpereceğiz ve başarı hikâyelerinde de pes etmemenin ne kadar önemli olduğunu öğreneceğiz. İlk konumuz ile başlayalım o zaman. Mısır Kraliçesi Nefertiti den size bahsetmek istiyorum. Mısır Firavunu IV. Amenhotep'in (Akhenaton) karısı olan Nefertiti, yaşadığı dönemde kocasıyla aynı haklara sahipti. Birlikte çok tanrılı dinden, simgesi güneş olan tek tanrılı bir dine geçmişlerdi. Bu büyük devrim, laneti de beraberinde getirdi. Kocasından sonra bile gücünü koruyan kraliçe, 6 kız doğurmuş varis olarak erkek çocuk sahibi olamamıştı. Kızlarının ölümü, tanrıların lanetine uğradığı söylentileri... Kraliçe, mutsuzdu. Bu kadar güzel bir kraliçe, kızlarının ölümünden dolayı çok üzgündü. Bunu da o dönemde yaptırdığı büstten anlayabiliyoruz. Bilindiği gibi Mısır ‘ın en güzel, en bilgili ve en cesur kadınlarından biriydi Nefertiti. İsminin anlamı bile “güzellik geliyor” olan bir kadındı. Peki ne oldu da Nefertiti bu kadar ünlü oldu. Kendisine yapılan anıt mezarın yağmalanması mı? Yoksa firavun ile aynı yetkilere sahip olması mı? Nefertiti, kocası Firavun Akhenaton ile aynı düzeyde bulunuyordu. Bu durum mısır halkı ve din adamları için hiç hoş karşılanmıyordu. Hatta bazen Firavun’un vermesi gereken cezaları Nefertiti veriyordu. Bu ilk kez olmuş bir şeydi ve ilkler hiçbir zaman sevilmezdi. Nefertiti, güzellik kraliçesi, başka deyişe göre Kleopatradan bile güzel denilen kadın. Niye peki mumyası öldükten sonra bile parçalanmış ve yağmalanmıştı. 2. Hayatta bile rahat bırakılmıyordu Nefertiti. Söylentilere göre Nefertiti öldürüldü. Kocasının ölümünden sonra tahta çıktı ama tahta tam anlamıyla oturamadı. Kraliçenin 6 kız doğurması ve kızlarının salgın hastalığa yakalanması sonucunda ölmesi bu hüzünlü büstü açıklıyordu. Aslında ailesi ile yapılmış olan çizimler sıcak bir aile tablosu olduğunu gösteriyordu. Bunu bilerek halkın olduğu yerlerde gösteriyorlardı. Firavun ile birlikte yarış yapıyordu, bu da halk tarafından saygısızlık olarak görülüyor Nefertititi lanetleniyordu. Bu sıcak aile tablosu uzun sürmedi ama. Prenses Kia, Firavuna bir erkek evlat verdi. Nefertiti ‘nin tahtı sallantıdaydı. Çünkü Kia ‘nın pozisyonu her an değişebilirdi. Yoksa değişmez miydi? Kia tarih sahnesinden bir anda silindi çünkü. Bunu yapanın Nefertiti olduğunu söyledi. Ama Nefertiti’nin sonu da Kia ile aynı oldu. Bir anda tarih sahnesinden silindi. Bazıları bulunan mumyanın Nefertiti olduğunu söylese de bazıları o mumyanın Nefertiti olmadığını iddia ettiler. Dünyaca ünlü arkeolog Dr. Zahi Hawass , araştırmalarında Nefertiti olduğunu idda ettiği bir mumya buluyor. İlginç olan şey, mumyanın yüzünde öldükten sonra yapılmış olan izlerin olması. Bu da Nefertiti olduğu kanısını uyandırıyordu. Dr, bu mumyayı yeni teknolojilerle araştırıp o olup olmadığına bakıyor. Yüksek teknolojilerle araştırılan mumya maalesef ki Nefertiti çıkmıyor. Bazı söylentilere göre de, Kraliçe Nefertiti’nin mumyası mezar soyguncuları tarafından bulundu. Ama kimse lanetli olduğunu bilmiyordu. Daha doğrusu kim olduğunu bilmiyorlardı. Bunu o zamanların çok ünlü olan bir Arkeoloğuna sattılar. O da Dünyanın en ünlü müzesine götürdü. O müzedeki gece bekçileri, akşam sesler duyuyorlardı. Kraliçenin mumyasının yanına gittiklerinde ise biri delirdi, diğeri kendini başından vurdu. O gece ne olduğunu kimse anlamadı. Müze bu esrarengiz olaydan sonra kraliçeyi başka bir müzeye gönderdi. Ama makul kader orada da kendini gösterdi. Müze bekçileri ölü olarak kraliçenin mumyasının yanında bulundu. Yine araştırıldı bir şey çıkmadı. Yetkililer yine iki bekçi aldı. O iki bekçi de akşam duydukları sesten dolayı oradan kaçtılar. Müze yönetimi, Kraliçeyi başka bir yere sergilenmeye göndermek için, bir gemiye verdi. O gemi dünyaca ünlü bir gemiydi. Hatta filmlere konu olan Dünyanın en büyük gemisiydi. O geminin adı Titanic ‘di. Bu mumya nın bazıları Prenses Amen Ra dese de bazıları, Nefertiti olduğunu iddia ediyorlar. Bu günlük bu kadar diyelim. Araştırdığım aldığım bilgilere göre size güzel bir yazıda bulunmak istedim. Umarım beğenirsiniz. Başka bir hikayede görüşmek üzere değerli okuyucularım.