Nimetleri fark etmek ve şükretmek... Bu konuda da sık sık yazıyorum. 2016 yılının  ilk  ayında da uyarmayı uygun gördüm. İnsanlarda gördüğüm  hırs ve kibir bana bunları yazdırıyor. Önemli olan kendimize gelmek... Sakinleşin ve kendinizi dinleyin. Derin bir nefes alın... Ağrıyor mu bir yeriniz? Ağrısa da ağrımasa da şükredin. *** Kahramanmaraş'ta yaşıyoruz. Bugünlerde  taziyeler çoğaldı... Bu arada taziye evlerini yaptıranlara da teşekkür borçlu olduğumuzu belirteyim... Hasta ziyaretleri de devam ediyor. Hastaneye gidiyoruz hastaları görüyoruz. Hastaların sıkıntılarını gördükçe uyanıyoruz. Acıları görünce akıl başa geliyor. Acıları paylaşmak istiyoruz ama geç kalıyoruz. Etrafımızda o kadar çok kanser hastası var ki... Hastane köşelerinde bekleyen insanlardan biri de siz olabilirsiniz. Öyleyse acıları ve sıkıntıları paylaşmalıyız ki sıra size geldiğinde yalnız kalmayasınız. *** Acıları paylaşıp şükretmeliyiz. Öncelikle nefes almak... Sağlıklı olmak... Yakınlarınızın sağlıklı olması... Hastane kapısında beklemiyor olmanız... Sadece bunlar için binlerce defa şükredebilirsiniz. Hastaneye gidin ve acilde oturun. Seyredin geleni gideni... Dinleyin feryadı figanı... Veya gidin mezarlığa... Dolaşın mezar taşları arasında. Unuttuğunuz birçok Maraşlı çıkacak karşınıza. Hepsinin adı mezar taşında kalmış. *** Güzel bir şarkı hatırlıyorum. “Kimler geldi, kimler geçti?”diye başlar. Şeyh Adil mezarlığını gezerken aklınıza bu şarkı geliyor. Zengin fakir ayrımı yapılmamış. Herkes orada toplanmış. Bir an siz de oraya tabut içinde geldiğinizi farz edin. Hemen değişeceksiniz. Eksiklerinizi düşüneceksiniz. “Eyvah!” diyeceksiniz. Evinize veya işinize döndüğünüzde daha sevecen olacaksınız. Daha az kalp kıracaksınız. Gördüğünüz gibi mezarlıkta Dolar, Euro geçmiyor. Bir nefes alın... Düşünün... Ve yaşadığınız her an için Yüce Allah' defalarca şükredin. İyi günler.