Hani deriz ya Nerede o eski bayramlar cümlesini bu RamazanBayramında deklare etmeyen yoktur sanırım.
Bu RamazanBayramını bugüne kadar yaşamadığımız farklı bir atmosferde, çok farklı duygularla yaşadık.
Korona virüs illeti, bayram namazlarımızı camilerde kılamadığımız ve ziyaretler yapamadığımız hüzünlü bir ortam meydana getirdi.
En yakınlarımızla dahi ancak telefonlarla bayramlaşabildik ve internet aracılığı ile görüşebildik.
Bu Ramazan ve bu bayram bu anlamda hayatımızda bir ilk oluşturdu.
İnsan yaşadıkça nelerle karşılaşıyor ve hayatta neler görüyor.
Yeter ki canımız sağ olsun, salgının daha fazla yayılmasına engel olmanın gayreti ve sevinci içinde olacağız.
Çünkü hepimizin sağlığı, mutluluğu ve huzuru çok önemli olduğu kadar, tehlikeye atılacak bir durumda değildir.
Onun içinde önceliğimiz bu noktada olmalıdır.
Bundan sonrada böyle devam etmelidir.
Yeter ki salgın tamamen ortadan kalkıncaya kadar sabredelim.
Tedbiri elden bırakmayalım.
Salgın yüzünden uzun zamandır evlerimize hapsolduk.
Zorunlu olarak geçirdiğimiz bu tefekkür günlerinde lüzumsuz gibi görünen, sıradan bulunan her şeyin kıymeti gözümüzde katbekat arttı.
Bayramla birlikte şimdi araya bir de özlem girdi.
Sevdiklerimizi özlüyoruz, memleketimizi özlüyoruz, dostlarımızı özlüyoruz, gezmeyi özlüyoruz…
Uzak kaldığımız tüm değerlerimize daha sıkı sarılmamız gerektiğini gözle görülmeyen bir varlık gösterdi.
Bayramın bir tatil fırsatı olmadığını, bayram ziyaretlerinin bir zorunluluk olmadığını, bayram sohbetlerinin kolonya ve şekerden ibaret olmadığını öğrendik.
Çok şey yitirip çok şey öğrendiğimiz bu boğucu günlerin ardından, serin bir bahar rüzgarı misali gelen Ramazan Bayramımız bayram olsun.
Bir daha bu tür ayrılığın azap olduğu bir bayram olmaması dileği ile Hayırlı günler.
Kalın sağlıcakla…