Bilindiği gibi tüm dünyayı etkisi altına alan bir virüs belasıyla mücadele ediyoruz. Mart ayının ortalarından bu yana devam ediyor. Bayram gününde de bu yüzden tüm Türkiye’de sokağa çıkamadık.
Bu virüsten kurtulmanın tek çaresi olarak alınan kararlar gereği evde kaldık. Evde kalmanın o kadar kolay olmadığında biliyoruz…
Ancak, Türk ulusunun özelliklerinin başında devletin aldığı kararlara tam olarak uyarak, bu her zaman böyle gelmiş böyle devam edecektir. Sokağa çıkmada bunun başka bir yansımasıdır. Virüs belasından kurtulmanın yolu "evde kal" çağrısı olduğuna göre 83 milyon insanımızda sokağa çıkmadı…
İşte bu dört günde geçti gitti.
Şimdi sizlere bir başka bir konuyu dile getirmek istiyorum;
Basın İlan Kurumu (BİK) yeni bir karar aldı. Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren bu karara göre;
Bir ilde iki günlük yerel gazete varsa; 'bunlar haftada en az iki gün çıkabilir' deniyor. Bizde merkezde iki yerel gazeteyiz. Birisi okumakta olduğunuz Bugün Gazetesi, diğeri ise Manşet gazetesi. Bizde kendi aramızda karar aldık ve Salı-Perşembe günleri biz çıkacağız. Çarşamba –Cuma günleri ise Manşet Gazetesi yayın yapacak.
Bilindiği gibi, her hafta Cuma günleri çıkan köşe yazım, bu süreçte aldığıız yeni kararla birlikte Perşembe günleri sizlerle buluşacak.
BİK’in aldığı karanın nedeni Koronavirüs ve ekonomik kriz.
Sayın okuyucularım; okumakta olduğunuz bu gazete 15 yıldan bu yana, aralık vermeden okuyucularıyla buluşmaktadır. Elimizden geldiği kadar yerel haberleri sıcağı sıcağına bir taraftan günlük verirken diğer taraftan www.marasbugun.com.tr sitesinde de yayınladık ve yayınlamaya da devam ediyoruz. Yayın politikamızda ise bir değişiklik yok. Tarafsız yayın yapmaktayız. Ancak; günün koşullarını da göz önüne alarak Devlete, Millete zarar vermeden ülke menfaatini öne çıkartan haberler yapıyoruz. Haftanın iki günü de aynı politikaya devam edeceğiz.
Ülke olarak zor günler geçiriyoruz. Bununda bilincinde olarak hareket ediyoruz. “Bir husumet bin nasihatten iyi” derler. Bizden bu krizden karlı olarak çıkmanın yollarını arıyoruz.
Bu krizle birlikte, Tarıma, Hayvancılığa, Teknolojiye ve Dijital gelişmelere daha çok önem vermemiz gerektiğini de idrak etmiş olduk. Dışarıdan alma kolaycılığını bir tarafa bırakarak kendimiz üretmenin ne kadar önemli olduğunu bu kriz bizlere öğretti.
Bundan sonra daha çok çalışacağız ve daha çok üreteceğiz, daha çok ihraç edeceğiz. Bundan kaçış yok. Bu ülke insanı her şeyin üstesinden gelmesini bilir. Canını bu ülke için feda eden bu insanlarımız. Devlet için milleti için yapamayacağı fedakârlık yok. Bunu daha çok şehit cenazelerinde görüyoruz, duyuyoruz ve yaşıyoruz. Bir babanın oğlunun şehit cenazesinde “vatan sağ olsun.” Demesinin ne anlama geldiğini hepimiz biliyoruz. İşte böyle bir millet nerede var allak aşkına…
Hoşça kalın, sağlıcakla kalın, mutlu yarınlar bizleri bekliyor.