16 Nisan Türkiye tarihi süreçlerinden birini daha yaşayacak. Bugüne kadar Türkiye’de 6 kez referandum oldu. Kahramanmaraş’ın tüm referandumlarda her zaman kararını Türkiye’nin kararından yana kullandığına da şahit olduk. Yani Türkiye genelinde ‘evet’ çok çıkıp ta Kahramanmaraş’ta bunun tam tersi yaşanmadı. Türkiye’de ‘evet’ geçtiyse Kahramanmaraş’ta da geçti. Kahramanmaraş en yüksek referandum oyunu 1982 anayasasının onaylanmasında verdi. Şeffaf zarfların içerisinde kullanılan oylamanın sonucunda Türkiye yüzde 91,37 ile evet derken Kahramanmaraş 93,22 ile ‘evet’e destek verdi. Türkiye’de ilk referandum 27 Mayıs 1961 darbesinin ardından yapıldı. Türk siyaset tarihine kara bir leke olarak geçen bir Başbakanın asıldığı darbe sonucunda anayasa değişikliği için halka gidildi. Türkiye’nin yüzde 61,7’lik ortalamasına Kahramanmaraş’tan yüzde 51,19 ile destek verdi. Yani oradaki haksızlığa Kahramanmaraş karşı çıktığını göstermişti. 1980 darbesinin ardından Kahramanmaraş’tan yaklaşık 50 bine yakın CHP’li seçmenin taşınmasıyla seçmen profili de değişti. 1980 öncesi CHP 1 Senatör, 3 Milletvekili ile Kahramanmaraş’ta birinci parti olurken, son seçimde milletvekili çıkartamadı. Kahramanmaraş Belediyecilik anlamında milli görüşle 1989 yılında tanıştı. Çiftçi bir ailenin çocuğu olan Ali Sezal Refah Partisinden girdiği seçimlerde Anap’ın en popüler döneminde belediyeyi kazanarak Türkiye’de dikkatleri çekmişti. 1989’dan beri Milli Görüş ve devamında Ak Partiye en çok destek veren illerin başında Kahramanmaraş geldi. Haksızlık karşısında mazluma destek veren Kahramanmaraş Ak Parti ile ilk kez 21 Ekim 2007 yılında gittiği referandumda Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı seçilmesi için 367’yi dayatanlara yüzde 69 evet oyu ile karşılık verdi. O dönemde rehavete kapılan halkın yüzde 30’u sandık başına gitmemişti. Ak Parti ile Kahramanmaraş ikinci referanduma gitti. Yargı düzenlemeleriyle ve vesayetin prangalarından kurtulmak için 12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleşen referandumda Türkiye ortalaması yüzde 58 olurken Kahramanmaraş yüzde 79,39’u buldu. Bu bir rekordu. Ak Parti, kendi dönemindeki 3’üncü referanduma MHP ile el ele gidiyor. Aslında iki partinin oy oranını toplasanız çok büyük yüzdelerle bu işin biteceği belli. Kahramanmaraş’ta 1 Kasım seçimlerini baza alırsak yüzde 71,8 oy alan Ak Parti ile yüzde 12,9 oy olan MHP’nin toplam oy oranı yüzde 84.7’lerde. Burada CHP’lilerin kemikleşmiş olanların kesinlikle ‘hayır’ kullanacağını tahmin ediyorum. BBP, Saadet Partisi gibi milliyetçi ve muhafazakâr seçmene sahip parti tabanlarının ise ‘hayır’ kullanacaklarını tahmin etmiyorum. Büyük ihtimalle bu kez genel başkanlarıyla ayrı düşecekler. Şimdi bir basın mensubu olarak görüşümü açıklamak doğru olmaz ama bu ne siyasi bir düşüncedir, ne de bir muhalif düşünce olmalıdır. Memleketin geleceği, ülkenin bekası, halkın huzuru ve istikrar burada göz önünde bulundurulmalıdır. ‘evet’ veya ‘hayır’ verecek ve fanatik olan insanlarımızın birçoğunun neden anayasa değişiklik paketinin detaylarından haberlerinin olduğunu bile zannetmiyorum. Ak Parti düşmanlığı, Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı ülkenin önüne geçmemeli. Bu Recep Tayyip Erdoğan’ın kendi sistemi değil, buna da ihtiyacı yok. Şuan yeni sisteme göre daha yetkili ve daha güçlü. Koalisyon dönemlerinden bıkmadık mı? Yaşı benim durumumda olanlar bilir fakat gençlerimiz daha bunun farkında değildir. Onlarda kısa bir süre bunları yaşadı, 7 Haziran 2015 ile 1 Kasım 2015 tarihleri arasındaki belirsizlik hepimizin kulağına küpe olmalıdır. Şimdi bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. Fetullahçı terör örgütü üyesi nedeniyle binlerce insan hapiste. Yüzde 99’nunun suçsuz yere içerde yattığına inanmıyorum. Yüzde 1’den de daha düşük yüzdelerle belki haksızlık yapılanlar olabilir. Yargı sistemi bunu çözmekle yükümlüdür. Burada eğer söz konusu vatansa bu mağduriyetleri normal karşılamak zorundayız. Önceki gün bir ortamda eşi astsubay olan bir hanım kardeşimizle karşılaştım. Yaklaşık 1,5 ay önce tutuklanacak ceza evine gönderilmiş. Hemen soruyu patlattım; ‘referandumda düşünceniz nedir? Eşinizin tutuklanması ve ihracı karşısında ‘hayır’mı kullanacaksınız? Kızgınmısınız? Diye sordum. İnanın duyduklarım karşısında şoke olmuştum. Hanım kardeşim bana; ‘bu bir imtihan dünyasıdır. Eşim şuan içerde, inanın hangi suçlamayla olduğunu tam bilmiyorum daha ifade tutanaklarını avukat getirmedi. Eşim içerde diye benim ‘hayır’ vermem söz konusu asla olamaz. Bu bir ülke meselesidir, ülkemin geleceği hangi kararla güzel olacaksa onu vereceğim. Hayır vermeyi de düşünmüyorum’ dedi. Şimdi diyorlarya; içerde olan fötücülerin ailelerinin hepsi ‘hayır’cı diye. Onlarda biliyor çocuklarının, eşlerinin, kardeşlerinin fetöde ne yaptığını, zamanında kendilerinin bile sözünü dinlemediğini ve kadere boyun eğmek gerektiğini, milyonlarca şehit kanıyla sulanmış bu vatanın bekası için her fedakarlığın yapılacağına yürekten inanıyorlar.