“Şeytan, içkide ve kumarda aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık siz hepiniz vazgeçtiniz değil mi?” (Maide Sûresi, 91) Gündem o kadar yoğun ki, bugünlerde hangi konuyu ele alsam diye düşünüyorum. Çoğu zaman da yoğunluk içinde gerçek gündemi atlıyoruz… Bugün, tüm insanlık için tehlike arz eden, bağımlılık konusu üzerinde durmak istiyorum.
Zira gençliğini kaybeden bir milletin geleceği olamaz. Hangi toplum, yanlışa yönelmiş ise sonu hüsran olmuştur! İçkinin, kumarın, madde bağımlılığı,(ki bağımlılıkların sayısı da artıyor) giderek artış gösteriyor. Aslında bunu en iyi yaşayanlar bilir… Allah kimsenin çocuğunu, eşini bağımlı yapmasın diyerek yazıma başlamak istiyorum. “Bağımlılık, bir şeyin kişiye zarar vermesine rağmen kullanmaya devam etmektir ve alışkanlıktan ötesidir. Bağımlılığın bir çok çeşidi vardır ve bunlardan en yaygınları, tütün (nikotin), alkol, uyuşturucu, internet, uçucu madde, kumar ve kafein bağımlılığıdır. Bağımlılığın oluşmasında çevresel ve sosyal etmenler rol oynamaktadır.(Yazımın sonunda değineceğim) Kişi, ilk başta deneme amaçlı bir şeye başlayabilir, daha sonra sosyalleşmek için kullanır fakat bu durum kötüye kullanım olarak devam eder ve kişi, o nesneye bağımlı olur. SİVİL TOPLUM ÖNEMLİ Prof. Dr. Mücahit Öztürk, bu sinsi savaş ile ilgili bakın neler söylüyor; “Bağımlılıklarla mücadele konusunda her bireyi, her kurumu, her çalışmayı önemsiyoruz. Bunun için oğlunu bağımlılıktan kurtarmak isteyen bir anne, öğrencilerini bağımlılıktan korumak isteyen bir öğretmen, hastalarına ve danışanlarına daha fazla yardım edebilmek isteyen bir doktor veya bir psikolog, ülkemizin değişik yerlerinde bağımlılıklar özelinde çalışmak isteyen bir sivil toplum kuruluşu, insanımız için bağımlılık politikaları geliştiren bir siyasi veya bir bürokrat Yeşilay’ın çalışmalarında kendisine bir yer bulsun, çok yönlü ve çok boyutlu olarak sürdürdüğümüz çalışmalarımızdan istifade etsin istiyoruz. Bu anlamda bağımlılıkla mücadelenin ne kadar zorlu olduğunu hem teorik hem pratik anlamda yaptıkları çalışmalarıyla yakinen bilen bir yönetim kurulu olarak her türlü işbirliğine, desteğe, geribildirime, değerlendirmeye açık olduğumuz ifade etmek isterim. Önleyici tarafta önemli eğitim projeleri gerçekleştiren Yeşilay’ın bu faaliyetlerindeki derinliği arttırarak, çocuklara ve gençlere sağlıklı “yaşam becerileri” sunan bir eğitim modeli oluşturacağız. Yine önümüzdeki dönemde hem ülkemizin hem de dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri olan bağımlı kişilerin topluma entegrasyonunun sağlanması konusu da bizim öncelik vereceğimiz bir konu olacaktır. Bu soruna bir sivil toplum bakış açısı sağlayacak bir “Yeşilay Modeli” geliştirip ülkemizde ve dünyada akredite edilmiş bir rehabilitasyon sistemi üretmeyi ve uygulamaya geçirmeyi hedeflemekteyiz…” Eyvallah, Yeşilay’ı takip ediyoruz ve biz yeşilaycıyız.
NEDEN BAĞIMLILIK? Yaş, cinsiyet, ailesel faktörler,çevre, genetik, davranış bozuklukları, kişilik özellikleri, ekonomik sorunlar, işsizlik ve boşanmış aileler gibi faktörler kişinin bir maddeye veya nesneye bağımlı olmasını etkileyen risk faktörleridir. Özellikle ergenlikteki kişilik yapısı, ailenin baskıcı veya ihmalkar yapısı çocuğun isyankar olmasıyla doğru orantılıdır ve arkadaş çevresinde madde kullanan kişiler varsa, madde kullanımına özenen genç bir defalık kullandıktan sonra bile bağımlı olabilir. Aynı şekilde işsizlik, ekonomik sorunlar, ailede madde kullanan bireylerin olması, psikolojik sorunlar veya çevrede madde kullanan kişilerin bulunması kişiyi madde, alkol, veya diğer bağımlılık yapan madde kullanmaya itici faktörlerdir.
Bir baba, öğretmen ya da ağabey olarak derim ki, yavrularımızla yakından ilgilenelim, onların arkadaş guruplarını takip edelim. Asrımız zor, şartlar içerisinde, yavrularımızı uyuşturucu baronlarının tuzaklarından uzak tutalım. Kahramanmaraş olarak ise özellikle sokak çocukları için projeler geliştirelim. Hadi Kalın sağlıcakla.