Ülke olarak yeni bir yörüngeye girdik. Önümüzdeki Nisan ayında ülkemizin geleceği için sandık başına gideceğiz. Evet’çiler, Hayır’cılar sosyal medyada bol bol boy göstermeye başladı. Bu boy göstermeyle birlikte, kendi fikrinden olmayana hakaret eden embesillerde arz- endam’a başladı. Kendi fikrini adam gibi karşı tarafa empoze edemeyip işi hakarete ve edepsizliğe sürükleyenlerle ilgili literatürde söylenecek çok sayıda kelime-cümle, deyim-deyiş var ama, birde gerçek olan edep-adap-muaşeret bilmeyenin seviyesine inmeme gerçeği var. Şimdi bunları bir tarafa bırakıp, geçmişte Ak Partinin en ön saflarında bulunupta, görevi(!) bitince karşı tarafa geçip ordan garip sesler çıkaranlara bakalım.. Sabah haberlerini seyrederken eski bakanlardan Abdullatif Şener’i gördüm. Abdullatif Şener, bu tür adamları bulunmaz Bursa kumaşı gibi allayıp pullayıp piyasaya süren kanalların birinde anayasal düzenlemenin vatandaşa hiçbir katkı sağlamayacağını kendi uslubünce anlatırken, anlattıklarına kendisinin de inanmadığı bir görüntü içerisindeydi. Küçük bir salonda kimisi esneyen, kimisi elindeki telefonla oynayan, hatıra gönüle boğulupta zoraki gelmiş bir görüntü arz eden dinleyicilerin görüntüsü de, Şener’in inanmamış ama görev icabı aleyhte söylemlerde bulunmasından farklı değildi. Birilerinin bu tür adamlara, artık bu tür ucuz kahramanlıkların para etmediğini, konuştukça battıklarını bir şekilde anlatması gerekir. Keza; ne kadar anlatılsa boş… Çünkü adamcağızlar görevlerini yapıyorlar. Referandumlu günlere merhaba diyerek, EVET kelimesinin keyfini yaşamaya devam.. Bir anlamda durmak yok, yola devam…