Tek başına anlamı olan ya da diğer sözcüklerle bir araya gelerek anlam oluşturan ses veya ses gruplarına verilen addır.
İnsanlar arasında anlaşmayı sağlayan dilin en küçük parçasıdır.
Örnek: Karınca (+); gibi (-) Karınca gibi çalışkandır. “gibi” sözcüğü artı değer alır.
a)- GERÇEK ANLAM: Bir sözcük söylendiğinde akla ilk gelen ve sözcüğün halk arasında en yaygın bilinen anlamıdır.
Örnek: Az sonra beyaz bir at üstünde gelin göründü.
Çevre temizliğine önem vermek gerekir.
Gelecek hafta bugün yine buluşalım.
b)- MECAZ ANLAM: Bir ilgi veya benzetme sonucu sözcüğün gerçek anlamı dışında kazandığı ikinci anlamıdır.
Örnek: Bana ayak yapma.
Bu boş sözleri dinlemekten bıkmıştı.
Cesaretinin kırılmasına sen sebep oldun.
Not: Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Gerçek anlam sözcüğün ilk ve temel anlamıdır. Mecaz anlam ise sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı anlamdır.
Örnek: Yağlı yemekleri pek tercih etmezdi (gerçek anlam).
Bu yağlı müşteriyi kim kaçırmak ister ki… (mecaz anlam).
c)- YAN ANLAM (YAKIŞTIRMACA): Şekil ve işlev benzerliğinden dolayı, bir sözcüğün başka bir varlığa ad olarak verilmesidir.
Genellikle organ isimlerinde görülür.
Örnek: Göz – sıranın gözü
Burun – ayakkabının burnu
Göbek – şehrin göbeği
Not: Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi Türkçede sözcükler kullanıldıkları yere göre yeni anlamlar kazanırlar. İşte buna çokanlamlılık adı verilir.
ç)- YAKIN ANLAM: Bir varlığı, kavramı, olguyu veya eylemi asıl olarak tek söz karşılar. Lakin bunların farklı durumlarına, kişilerin farklı algılayışları eklenince yakın anlama gelebilecek sözcükler ortaya çıkar.
Örnek: Üşümek – donmak, demek – söylemek, pis – kötü gibi…
Bir zamanlar (eskiden) ben de seyahati severdim.
d)- SOMUT VE SOYUT ANLAM: Duyu organlarımız yardımıyla algılayabildiğimiz varlıkları karşılayan sözcüklere somut; algılayamadığımız varlıkları karşılayan sözcüklere soyut anlam denilir.
Örnek: göz – ışık, güneş, ay, yıldız gibi…
Burun - koku - çiçekler.
Kulak - ses - müzik.
Dil - acı - tatlı
Dokunma - rüzgar
Örnek: Aşk, sevgi, ihtiras, entrika, intikam, özgürlük, rüya…
Not: Somut anlamlı sözcükler söylendiğinde insan zihninde belli bir tasarım oluşur; soyut anlamlı sözcükler söylendiğinde ise insan zihninde belli bir tasarım oluşmaz.
Örnek: Limon – 0, rüya - ?
Not: Bir sözcük anlam genişlemesi yoluyla somutken(soyut) ya da soyutken(somut) bir anlam kazanabilir. Bu duruma Soyutlaştırma ve Somutlaştırma adı verilir.
Örnek: Ayak – Sen bizi bu ayaklarla kandıramazsın.
Yürek – Bunu yapmaya yürek ister.
e)- TERİM ANLAM: Bir bilim, sanat, meslek dalıyla ya da bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan sözcüklerdir.
Örnek: Sanatçının son oyunu üç perdeden oluşuyor.
Meridyen, plato, atmosfer, akarsu – Coğrafya.
Kafiye, redif, beyit, aruz – Edebiyat.