Irmak kıyısında yüksek bir duvarvardı. Duvarın üstünde de susamış, dertli biri… O duvar, dertli adamın ırmağaulaşmasına engeldi. Oysa adam, suya erişmek için balık gibi çırpınıyordu.
Derkenadam, duvardan kopardığı bir kerpiç parçasını büyük bir hasretle ırmağafırlattı.
Kerpiçparçası suya düştüğünde çıkan ses, dertli adamın kulağına çok hoş geldi.
İçisıkılan adam, attığı kerpicin ırmaktan çıkan sesten öyle zevk aldı ki duvardan parçaparça kerpiç kopartıp atmaya başladı.
Susuzadam suyun sesinden öyle zevk aldı ki duvardan parça parça kerpiç koparıp suyaatmaya başladı. Kerpiç suya düştükçe çıkan suyun sesini keyifle dinledi.
Adamsuyun sesinden mest olmuşken sanki sudan ses geldi:
Eyadam, neden bana böyle kerpiç fırlatıp duruyorsun? Bunun faydası ne?
Adamda ona cevap verdi:
Eygüzel ırmak! Benim için bunun iki faydası var ki ben bu işten vazgeçmem.
Böylesöyledikten sonra bir parça kerpiç daha attı ırmağa. Çıkan sesi zevkle dinledi.Sonra konuşmaya devam etti.
Birincifaydası şu: “Su sesini duymak… Su sesi, susamışlara saz sesi gibi gelir, busesle ölüler dirilecektir. Ya da bahçelerin güzelleştiği bahar mevsimindekiyağmur sesi gibidir.”
Adamhem ırmakla konuşuyor hem de ırmağa kerpiç parçaları atmaya devam ediyordu.Derin bir soluk alıp konuşmasını sürdürdü:
Öbüryararı da şudur: “Duvardan koparıp sana attığım her taş, her kerpiç parçasıaltımdaki duvarı biraz daha alçaltıyor. Duvarın alçalması ise sana yaklaşmamısağlıyor. Duvar tamamen ortadan kalktığında ben de sana kavuşmuş olacağım.”
(MESNEVİDEN ÖYKÜLER)