Siyasette böyle bir durum olur mu diyeceksiniz. Elbette kiolur. Çünkü Türk siyaseti Ak Parti ilebirlikte yeni bir ivme kazandı, yeniden yörüngeye girdi.
Ülke olarak Dünya ‘ya kafa tutar durma geldik.
Çok fazla laf ebeliğine gerek yok.
Ak Parti’nin vekiller ve başkanlar dahil tüm seçilmişleriiçerisinde bir kaç kişi dışında kendi oy potansiyeli lan kimseyigösteremezsiniz.
Tüm seçilmişler, liderlerinin albenisi ile bunduklarımakamlarda oturuyorlar.
Dolayısıyla, seçimle gelen seçimle gider olayı özellikle budönemde işin biraz safsata kısmında kalıyor.
Birde giderken tehdit edildim gibi çok absürt konuşanlar var ki; en son Balıkesir BelediyeBaşkanı gibi..
Tamam kabul.. Tehdit edildin, savcıya kadıya gitmektenkorkuyorsun, o zaman hiç mi sözünün geçtiği gazeteci yok. Ver belgeleriyayınlansın. Gazetecide kendi hanesine gizli belge ele geçirdim diye artı puanyazdırsın. Sende kendi gücünün olduğunu ispat et, halk nezdinde kahraman ol.
AK Parti şemsiyesi altında olmadığı zaman hiçbir işeyaramayacak adamların, benim seçmenim var havalarına girip, trip atmalarınınhiçbir esprisi yok. Bu tür ucuzkahramanlıklara kargalar bile gülmez.
Şapkanızı önüne alın, tekrar döneceğiniz yerden çıkarken,kapıyı çok hızlı kapatmayın.
Misal; bizim memleketi ele alalım..
Paylaşacağım düşünceler, kimsenin şahsiyeti ve kişiliği ileilgili değil, sadece siyasi güçleri ile ilgilidir.
Mahir Ünal’ı bu tür konularda hep olayın dışında tutarım.Çünkü O; Genel merkezin kadrosunda ve siyasi gelecek kaygısı taşımayan birkonumdadır.
Celalettin Güvenç’ de genel merkezin kadrosundan siyasetegirdiği için taban ne der kaygısı olamayan bir pozisyondadır.
Kendilerini ispat etmiş siyasetçi ve devlet adamıdırlar.
Bu iki ismin dışında, varsa kendine güvenen çıksın bağımsızaday olsun.
Bakalım sonuç ne olacak.
Demem o dur ki; Genel Merkezin isteği dışında hareket eden,ucuz kahramanlık yapanlar, unutulmaya mahkûmdurlar.