Terörün sendeni bendeni yoktur. Terör daima masumları vurur. Terörün vurduğu kişilere sevinmek ya da oh olsun demek başka bir terördür. Her terör faaliyeti haince ve alçakçadır, insanlık dışıdır ve barbarcadır. Bu insanlık dışı ve barbarca terör faaliyetleri Ortada Doğunun kaderi mi? Yoksa batının oyunu mu? Bizbunları tartışmaya devam ederken terör de bizleri vurmaya devam edecek. Bu coğrafyada terör; kimi zaman dini, kimi zaman ırkive kimi zaman da başka sebeplerdenolacaktır. Ancak sebep her ne olursa olsun, terör her zaman var olacaktır. Birbirini sevmeyen ve birbirine tahammül edemeyen birbirini öldürmeyi ülke ve din için yapan insanların olduğu ortamlarda terör nasıl eksik olsun. Bizler bu hal de olduğumuz sürece dış güçler bizim bu durumumuzu kullanarak Ortadoğu’daki çıkarlarını koruyacaktır. Çünkü güçlü ülkeler çıkarlarını korumayı kendi topraklarında değil, başka topraklarda başlatır. Eğer siz ülkenizi ve çıkarlarınızı ülkenizde korumaya çalışıyorsanız, büyük sorunlarla mücadele etmek zorundasınız. Çünkü daha güçlü ülke değilsiniz. Bu nedenlegüçlü ve büyük ülkelerin oynadığı oyunlar içerisinde kendinize biçilen rolü oynamak zorundasınız. Güçlü ve büyük ülkeler kendini koruma ve kollamaya binlerce kilo metre öteden başlar ki, sorunlar kendi ülkelerine girmesin ve halkı bu sorunlarla karşı karşıya kalmasın. Onlar dünyanın her bölgesine bir veya daha fazla uzman atar. O bölgeyi, bölge insanından bile daha iyi tanıyan ve bölgedeki olayları çok önceden okuyabilen. Her ülkeden ve örgütten elemanlar sağlar kendi ülkesini korumak adına. Çünkü ülkelerini ilk koruyucular onların işbirlikçisi olan piyonlardır. Haniderler ya: ‘Akıllı adam aklını kullanan adamdır. Daha akılı adam ise başkalarının da aklını kullanandır’ diye. İşte bu ülkelerde zayıf ülkeler için bu kuralı uygular. İnsanlar nasıl çeşitli ise ülkelerde tıpkı insanlar gibi çeşitlidir. İnsanlarda tek tip ve sıradan olanlar olduğu gibi renkli ve çeşitli olanlarda vardır. Renkliliği ve çeşitliliği sevenler ile herkesin kendisi gibi tek tip olmasını isteyen insanlar vardır. Ülkelerde aynı durumda: Vatandaşları tektip olan ve olmaya zorlayan ülkeler olduğu gibi renkleri içinde barındıran ve bu renklerin daha da çeşitlenmesini isteyenler. Çeşitliliğe tahammül edemeyenler olduğu gibi çeşitliliğimiz zenginliğimizdir diye gururlananlarda vardır. Her insan gibi ülkelerde başka yerdeki olayları yakınlığı ölçüsünde hisseder ve hissettiği ölçüde de tepki verir. Yaşanan olaylarda başkası için kayıp olan kendisi için kazanç ise buna sevinir. Çünkü her şeyin merkezinde ‘Ben’ vardır. Kendi ülkesinde Demokrasiöncelik iken, kullanması gereken ülkelerde öncelik demokrasi değil, ülkesinin çıkarıdır. Bu nedenle Demokrasi ikinci plana itilir.Kendi çıkarlarını koruyacak ve sağlayacak olan kişilerin kazanması sağlanır. Hatta seçimlerde anti demokratik liderlere destek verir ve işine gelen terör örgütleri ile işbirliği yapar. (15 Temmuz Darbesi ve Mısır’da Sisi gibi) Bizim gibi gelişmekte olan ve kendi ayağı üzerinde durmaya çalışan ülkeler ise; kendi içindeki gruplaşma, mezhepleşme ve ırki sorunlarla uğraşmak zorundadır. Kendi sorunlarımızı çözemediğimiz için ülke savunmamızı içimizde yaparız. Mücadele bizzat topraklarımızda olur. Başkalarının oyununu bozmakla meşgul olduğumuz için başkalarına oyun oynama fırsatı bulamıyoruz. Kendi sorunlarımızı çözemediğimiz için başkalarının sorunlarını çözmede veya başkalarına sorun çıkartmakta etkili olamıyoruz. Peki, bizbu durumdan ne zaman kurtulacağız? Birbirimize saygı duymaya başladığımızda, Halk olarak birbirimizi tehlike olarak görmediğimizde Birbirimizin kuyusunu kazmayı bıraktığımızda Yöneticileri ve görevlileri seçerken sadece liyakate baktığımızda Ülkedeki her grubun, ben bu ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyuyorum dediğinde Eleştirenlerin vatan haini olmadığını öğrendiğimizde Demokrasiyi ve güzellikleri sadece bizim gibi düşünenlere istemediğimizde Yani kısaca birimizin zararına olan şeyin aslında hepimizin zararına olduğunu Ve başkalarının mutsuzluğu üzerine mutluluk inşa edemeyeceğimizi anladığımızda… Ama ümit varım gidişattan. Çünkü halkımız bize birlik ve beraberliği 15 Temmuzda gösterdi. İnşallah bundan sonra da devam edecektir.