Tûtî-i mu'cize-gûyem ne desem lâf değil
Çarh ile söyleşemem âyînesi sâf değil

Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana
Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil

Yine endîşe bilir kadr-i dür-i güftârım
Rûzigâr ise denî dehr ise sarrâf değil

Girdi miftâh-ı der-i genc-i ma'ânî elime
Âleme bez-i güher eylesem itlâf değil

Levh-i mahfûz-ı suhandir dil-i pâk-i Nef'î
Tab'-ı yârân gibi dükkânçe-i sahhâf değil

Günümüz Türkçesi

1. Mucize gibi sözler söyleyen bir papağanım, dediklerim lâf değildir. Felekle konuşamam; tenezzül etmem; çünkü onun aynası, kalbi temiz değildir. (O benim seviyemde değildir.)

2. Gönlü temiz olmayana gönül ehlidir diyemem; gönül ehillerinin birbirlerini bilmemesi insafa sığar bir iş değildir.

3. Felek alçak, dünya ise kıymet bilmez; inciye benzeyen sözümün değerini gene düşünce bilir.

4. Şiir hazinesinin kapısının anahtarı elime geçti; âleme bol bol cevher dağıtsam bunlara ziyan olmuş gözüyle bakılamaz.

5. Nefi’nin temiz gönlü şiirin levhi mahfuzudur, dostlarınki gibi kitapçı dükkânı değil!