Akdeniz; Kıbrıs, Sicilya, Malta Adalarına, Doğu Akdeniz ile Hint Okyanusu’nu birleştiren Süveyş Kanalı’na sahip olması ve dünya petrolünün yarıdan fazlasını ihtiva eden Ortadoğu ve komşu bölgelerini kontrol altında tutması nedeni ile hem bu bölgede bulunan devletlerin, hem de diğerlerinin ilgisini çekmektedir.
Doğu Akdeniz ise, genel coğrafi konumu itibariyle Dünya’nın doğusu ile batısını birbirine bağlayan ticaret yolu üzerinde bulunmaktadır. Zira Doğu Akdeniz, Türkiye ve Suriye üzerinden Mezopotamya ve Yakındoğu’ya, Süveyş Kanalı ile de Arap Yarımadası’na ve Basra Körfezi’ne ulaşmaktadır. Kıyısı olan devletler ile Avrupa, Güneydoğu Asya ve Afrika ülkelerine yapılan deniz ticaretinin düğüm noktası olan Doğu Akdeniz’in önemi, Süveyş Kanalı’nın açılması sayesinde daha da artmıştır
Çatışmalar ve krizlerle anılan 'Verimli Hilal' bölgesindeki Doğu Akdeniz, stratejik ve ticari öneminin yanısıra enerji bakımından zengin kaynaklara sahip. Uzmanlar tarafından yapılan tespitler, Doğu Akdeniz'de toplam değeri 3 trilyon doları bulan doğalgaz rezervi bulunduğunu gösteriyor.
Doğu Akdeniz'deki toplam hidrokarbon yatakları Türkiye'nin 572 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayabilecek seviyede. Bu rezervlerin büyük kısmı da Türkiye ve KKTC deniz yetki alanlarında bulunuyor.
Türkiye ile Libya arasında imzalanan “münhasır bölge” anlaşmasının önemini bu açıklamalardan sonra daha iyi anlayacağınız kanaatindeyim. Peki, Türkiye’ye bu anlaşmanın ne faydası olacak derseniz şöyle sıralayabilirim.
*Atılan imzalar sonucunda Türkiye'de Marmaris-Kaş hattı ile Libya'da Derne-Tobruk arası Münhasır Ekonomik Bölge ilan edildi.
*Bizden öce davranıp Yunanistan ile Güney Kıbrıs'ın imzalayacağı anlaşma ve denizalanı kaybının önüne geçildi. Güney Kıbrıs ile Yunanistan'ın arasına set çekildi.
*Yunanistan ile Güney Kıbrıs arasında imzalanması planlanan anlaşmanın önüne geçilerek, Türkiye'nin 41 bin kilometrekarelik alana hapsolması engellendi.
*Belirlenen alanda balıkçılık faaliyetleri, petrol ve doğalgaz aramasında yetkili ülkeler Türkiye ile Libya olacak.
*Türkiye ilk defa kıyıdaş bir devletle deniz yetki sınırlandırma anlaşması imzaladı.
* Müktesep hak sağlandı. Siyasi üstünlük ele geçirildi.
*Türkiye’nin deniz yetki alanlarının batı sınırı, uluslararası hukuka uygun bir şekilde belirlendi.
*Mısır,İsrail,Güney Kıbrıs ve Yunanistan arasına kama saplandı.
* Libya, Yunanistan ile yapacağı anlaşmaya nazaran daha fazla deniz yetki alanına sahip oldu. Türkiye, bu alanda petrol ve doğalgaz sondajının ruhsatını verebilecek. Bu anlaşma Meclis'te kabul edilmesinin ardından Birleşmiş Milletlere bildirilecek.
Ama Libya’nın içişlerinde sıkıntılı bir durum var. Libya 2014’ten bu yana biri başkent Trablus diğeri doğuda üslenmiş birbirine rakip askeri ve siyasi gruplarca bölünmüş durumda. Doğuda Hafter’e bağlı güçler ülkenin petrol sahaları ve tesislerinin çoğunu kontrol ediyor ancak petrol gelirleri Trablus’taki merkez bankası tarafından idare ediliyor. Birbiriyle rekabet halindeki gruplar başkente yakın bölgelerde de zaman zaman çatışıyor.
Hafter’e bağlı Libya Ulusal Ordusu (LNA) geçen Haziran ayında yaptığı açıklamada Türkiye ile tüm bağlarını kestiklerini ve Libya’ya girmeye çalışan tüm Türk ticari uçuşları ve gemilerine “düşman” muamelesi yapacağı uyarısında bulunmuştu. Diplomatlar, Ankara’nın Serraj’a insansız hava araçları ve kamyonlar sağladığını, LNA’in de Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’dan destek aldığını söylüyor. LNA’ye Fransa ve Rusya da destek verirken, Trablus’daki hükümet de Türkiye’nin yanı sıra İtalya ve Katar’ın desteğini almış durumda.
İlerleyen zamanlarda bu anlaşmanın yansımaları devam edecek. Özellikle Yunanistan ve İsrail tarafından BM’ye bu konuda baskı yapılacaktır. Münhasır sınır anlaşması,” Bereketli Hilal” in Türkiye reaksiyonu açısından önemli bir adım olmuştur.