Yunus Emre (13.Yüzyıl):
Tekke edebiyatının en büyük şairidir.
Şiir dili; güzel, temiz ve içtenlik taşıyan bir halk Türkçesidir.
Divanında insan, Allah, ölüm, varlık, yokluk kavramlarını tasavvuf anlayışında eriterek işlemiştir.
Lirik şiirinin en güzel örneklerini verir.
Hem heceyi hem de aruzu kullanmıştır.
İnsana ait konuları işlediği için evrenseldir.
“Risalet’ün Nushiye” adlı bir mesnevisi ile Divanı vardır.
Aşkın odu ciğerimi, yaka geldi, yaka gider
Garip başım bu sevdayı, çeke geldi çeke gider
Kar etti firak canıma, aşık oldum ol Sultana
Aşk zencirin dost boynuna, taka geldi, taka gider
Sadıklar durur sözüne, gayrı görünmez gözüne
Bu gözlerim Dost yüzüne, baka geldi, baka gider
Arada olmasın naşı, onulmaz bağrımın başı
Gözlerimin kanlı yaşı, aka geldi, aka gider
Bülbül eder ah ü figan, hasretle yandı bu can
Benim gönülcüğüm ey can, çıka geldi, çıka gider
Yunus söyler bu sözleri, efgan eder bülbülleri
Dost bağçesinde gülleri, koka geldi, koka gider
Hacı Bayram Veli (14.Yüzyıl):
İstanbul’u, Fatih Sultan Mehmet Han’ın fethedeceğini müjdeleyen büyük velidir.
“BAYRAMİYE” tarikatının kurucusudur.
Hem heceyi hem de aruzu kullanmıştır.
Yunus’un etkileri görülür.
Dili sade, açık ve anlaşılırdır.
Bilmek istersen seni
Can içre ara canı
Geç canından bul anı
Sen seni bil sen seni
Kim bildi ef'alini
Ol bildi sıfatını
Anda gördü zatını
Sen seni bil sen seni
Görünen sıfatındır
Anı gören zatındır
Gayri ne hacetindir
Sen seni bil sen seni
Kim ki hayrete vardı
Nura müstağrak oldu
Tevhid-i zatı buldu
Sen seni bil sen seni
Bayram sözünü bildi
Bileni anda buldu
Bulan ol kendi oldu
Sen seni bil sen seni
Kaygusuz Abdal (15.Yüzyıl):
Alevi Bektaşi şiirinin öncüsüdür.
Hem heceyi hem de aruzu kullanmıştır.
Heceyle yazdığı şiirleri şathiye türündedir.
Şiirlerinde “Gaybi” mahlasını kullanır.
Yunus’un etkileri görülür.
Şiirlerinin tamamı Divandadır.
“Mugalataname” ve “Budalaname” adlı iki nesir kitabı vardır.
Beğlerimiz, elvan gülün üstine
Ağlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Urum abdalları postun eğnine
Bağlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Urum abdalları gelir dost deyü
Eğnimüzde aba, hırka, post deyü
Hastaları gelür, derman isteyü
Sağlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Meydanında dara durmuş gerçekler
Çalınur koç kurbanlara bıçaklar
Döğülür kudümler altun sancaklar
Tuğlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Benim bir isteğüm vardır Kerim'den
Münkir bilmez, evliyanın sırrından
Kaygusuz'um ayru düşdüm pirimden
Ağlar gelür şahum Abdal Musa'ya