Bir yıl bitip yeni bir yıla girerken geriye dair her ne varsa hepsi geçmişte kalıp bitti sanırız. Halbuki onlar bizden hiçbir zaman kopmayacak birer parçalardır hayatımızda.
Binaenaleyh yeni yıla nasıl girersek hayatımız da o şekilde devam eder gibi bu ve buna benzer asılsız safsatalara yani bir başka ifadeyle hurafelere inanıp da kanmamalıyız. Kanmamalıyız çünkü hayatımız önceden belirlenip belli bir düzen içinde kurulmuş imtihandan ibarettir, hem de çok çetin ve bir o kadar da kolay. İşte bu şekilde kendi içinde zıtlıklarla sürekli mücadele halindedir.
Tabii ki galip gelecek olan bizim inandığımız değerler ölçüsünde şekillenen olaylardır. (cüzi ve külli irade). Evet bizi biz yapan insanlarımıza, örf ve adetlerimize ve değerlerimize önce yaşayarak sonra da yaşatarak, sahip çıkarsak bütün mesele kendiliğinden ortadan kalkmış demektir.
Başımıza gelebilecek ve yaşanılan her türlü hadiselerde ve girdiğimiz yeni yılın ne de yeni yıla girerken nerde ne şekilde ve durumda olduğumuz hiçbir önemi yahut etkisi yoktur. Yaşamımızdaki her türlü vuku kendi yanlışımız, kusurumuz ve imtihanımızla alakalıdır. Bu yüzdendir ki insanoğlu kendine dönüp bir boy aynasından bakmadan; çeki düzen vermedikten sonra başına gelen ve gelecek durumları hiçbir yere ve zamana bağlanmayıp etrafındaki kişilere mal etmemelidir.
Netice itibariyle yeni yılı değil de yeni yılın kendimiz için hayırlı, uzun ömürlü, sağlıklı ve mutlu, huzurlu, bereketli; Sevgi ve barış dolu, kardeşçe, dostça sıkı sıkıya bağlı, birlik ve beraberlik içinde tek yürek tek beden olarak; dürüstçe, saygı ve sevgi çerçevesin de geçmesini temenni etmektir. Yüce Mevla'dan.