Global Bilişim Derneği (BİDER) Başkanı Şenol Vatansever; dijital dönüşümün, siber güvenliğin, yerli ve milli teknolojilerin devletin zirvesinde artık daha fazla gündeme gelmesinden ve bunun kamuoyuna açıklanmasından duydukları memnuniyeti ifade etti.
“Milli Teknoloji Hamlesi”ni ve “Gelecek 5.0”ı desteklediklerini kaydeden Vatansever, yerli siber güvenlik üreticilerinin global markalar haline gelebilmeleri için önerilerini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yılın son Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısının ardından millete seslenişinde, dijitalleşmenin ayrılmaz bir parçası haline gelen siber güvenliğin, tüm dünyada üzerinde hassasiyetle durulan konuların başında geldiğini aktardığını belirten Vatansever, siber güvenliğin hayatımızın en önemli kavramlarından biri haline geleceğini, 14 Mart 2018'te kamuoyu ile paylaştıkları “Gelecek 5.0” yaklaşımında (www.gelecek50.com/hakkinda) vurguladıklarına dikkati çekti. 2020-2023 dönemini kapsayan üçüncü “Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı” Erdoğan’ın onayıyla 29 Aralık 2020’de yayımlandı.
Vatansever, diğer öngörülerinin ve önerilerinin bazılarının da şimdiden hayata geçtiğini, özellikle Kovid-19 sürecinde, dijital dönüşümün her alanda olduğu gibi e-devlet uygulamalarında da etkisini göstererek neredeyse devletle ilgili tüm işlemlerin kamu kurumlarına gitmeden E-Devlet üzerinden yapılabilir hale geldiğini kaydetti.
BİDER Başkanı Vatansever, 1SIEM’e (www.1siem.com) yaptığı açıklamada kamu kurumlarının yıllık teknoloji giderlerinin -2023 yılı sonuna kadar- en az yüzde 50’sini yerli ve milli teknolojilere ayırmasını önerdiğini hatırlattı.
Vatansever, konuya ilişkin "Sayın Cumhurbaşkanımızın, ‘Türkiye'nin siber güvenlik alanında da kendi ürünleri ve firmalarıyla uluslararası düzeyde söz sahibi olmasını sağlayacağız’ demesini ülkemiz ve sektörümüz adına çok değerli buluyoruz. Şu an dünya devi haline gelmiş olan birçok teknoloji firmasının örtülü ya da açık olarak kendi devletleri tarafından desteklendiğini biliyoruz. Türkiye’nin savunma sanayi alanında elde ettiği muazzam başarıyı ve yarattığı global ölçekteki firmaları, diğer alanlarda da gerçekleştirmemesi için hiçbir sebep göremiyoruz." ifadelerini kullandı.
Yerli siber güvenlik üreticilerinin global markalar haline gelebilmeleri kamudan beklentilerini de duyuran Vatansever, daha fazla teşvik verilmesi yerine bu bütçelerin yerli üreticilerden ürün satın alınması ve yaygınlaştırılması için kullanılmasının daha etkili olacağını belirti.
Erdoğan’ın millete sesleniş konuşmasında belirttiği hususların tüm kamu kurumlarında aynı şekilde uygulanması gerektiğini, aksayan kısımlara çözüm önerileri sunmak üzere BİDER olarak hazır olduklarını kaydeden Vatansever, kamuoyu ile paylaştıkları “Gelecek 5.0” yaklaşımının konuyla ilgili bazı maddelerini şöyle sıraladı:
Yerli ve milli teknolojiler üreten firmalara, Ar-Ge faaliyetlerine de imkân verecek şekilde, kamu ihalelerinde en az %30 fiyat avantajı sağlanmalı.
Ülkemizde yatırım yapan, know-how’larını paylaşan, Ar-Ge çalışmaları yapan, istihdam sağlayan, vergilerini ödeyen yabancı teknoloji firmalarının başımızın üstünde yeri var. Diğer taraftan Türkiye’de sadece satış ofisi bulunduran, know-how’larını paylaşmayan, Ar-Ge çalışmaları yapmayan, Türkiye’de ticari kimliği olmayan firmaların da Türkiye’de daha fazla katma değer üreten hale gelmesi için çalışmalar yapılmalı.
Hem kamu hem de özel sektörde yabancı firmalara çok ciddi yıllık bakım ücretleri ödenmekte. Cari açığı da düşündüğümüzde bu ücretlerin düşürülmesi için kamu otoritelerinin liderliğinde sektör temsilcileriyle beraber ilgili firmalarla toplu pazarlıklar yapılmalı.
Yıllık bakım ücretleri yüksek olan çözümleri gerekirse alternatif çözümler ile değiştirmek üzere hızlı aksiyonlar alınmalı. Daha düşük maliyetli projeler yapılması durumunda bakım maliyetleri de azalacağından tasarruf sağlanacak, yerli firmalar ile yapılması durumunda ek olarak cari açığa da olumlu etkisi olacak.
Yerli ve milli teknoloji üreten firmaların çözümlerinin kalitesini daha da üst seviyeye taşımak için kamu otoritelerinin liderliğinde sektör temsilcileriyle beraber standartlar belirlenmeli.
Devlet teşviklerinden yararlanarak bugüne kadar hiçbir üretim yapmamış olan firmaların, yeni teşvik başvuruları bu durum dikkate alınarak değerlendirilmeli.