3
Türkiye’mizde birçok zengin iş adamı var… Bu iş adamları ile devlet birleşerek koordineli bir şekilde iş istihdamı sağlamalıdırlar. Yani bu, İŞKUR ile KOSKEB ile olacak iş değil…
Değil çünkü bunları da hep gördük… Bizzat ben dahi başvurdum hiç sağlıklı bir cevap ve sonuç alamadım… Hikaye… Kimse kusura bakmasın… Yok buna teşvik olmaz; yok bu sistemimizde yok… Falan da filan… Dedim ya hikaye…
Örneğin bu iş adamlarından birini ele alalım. Bir tekstil firması düşünün, ülkemizde tekstil okuyan öğrencilere iş imkanı sunmalı yani bu bölümü cazip hale getirmeli. Diğer yandan bir lokanta firması, aşçı bölümü okuyan öğrenci için mezun olur olmaz yine bir iş fırsatı sunmalı… Tabii bunlar garantili olmalı. Bugün aldım; hadi yarın bir gün git… Dememeli… Bu sair meslekler için de aynı ve benzeri şekilde olmalı. Böylece hem devlet kontenjanı hem de ülkemizdeki çeşitli mesleklerdeki boşluklar özel sektör sayesinde doldurulup Türk milleti olarak tabiri caizse 7/24 çalışarak daima ve sürekli üreten, geliştiren, araştıran, çalışan, kazandıran ve ihraç eden bir ülke olmalıyız. Adeta bir Japon’un oturduğu yerde saat veya robot üretmesi gibi…
Şimdi gelelim İSRAFA, İSRAFA, İSRAFA… Neymiş İTİBAR… Kusura kalmayın bizler şanlı, köklü, aziz, yüce bir TÜRK MİLLETİYİZ (Irkçılık ayrımı yapıldı anlaşılmasın; Türkiye toprakları içinde kendini Türk kabul eden her kesim için söylüyorum)… Bizim itibarla, makamla, mevki ile işimiz, gücümüz olmaz, olamaz… Ne oldu da İTİBARIMIZI kaybettik?.. Bizler ezelden ebede gidecek olan şerefli bir TÜRK MİLLETİYİZ. İtibar bizim ta kendimizdir. Bizler, kendimizi, tarihler şahittir; her daim adaletli, şerefli, dürüst, doğru, yardımsever, barışçı ve yaşamayı ve yaşatmayı seven bir milletiz bunu kimseye tekrardan anlatmaya luzum yok! Tarih şahittir hamd olsun.
“Allah (c.c)'ın sevmediği şeyler arasında zikredilen israf, Müslüman kimselerin kaçınması ve kendi hayatlarında uzak durmaya özen göstermesi gereken bir durumdur. Peki israfı önlemek için ne yapmalıyız? İsraf nedir, israf kaça ayrılır? Zaman israf mıdır? İsraf ile ilgili ayet ve hadisler neler? Peygamberimizin israfa tutumu nasıldı? İsraf etmemek için...
Maddi ve manevi olmak üzere günümüzün en büyük hastalığı olan israf, insani ve dini körelmelerin ele başıdır. Dünyanın bir tarafında gösterişli ve lüks hayat yaşayıp bir giydiğini bir daha giymeyen kesimler var iken; diğer tarafında bir kap yemek ve bir yudum su bulamayacak kadar açlıktan ölecek insanlar var. Ahir zaman olarak nitelendirdiğimiz şu çağda sularımız tükeniyor, yiyeceklerimiz bitiyor, sağlığımız zedeleniyor, doğamız köreliyor ve son raddesinde ömrümüzün sonuna geliyoruz. Bu durum karşısında eğer insanoğlu hayatında bazı değişiklikler yapmazsa, gelecek nesillerimizin bu nimetleri bulması çok zor olacaktır. Allah (c.c)'ın merhametinden hiçbir zaman umut kesmesek de Rabbimizin bize emrettiklerini yapmama utancı, mümin kulların boynunu eğiyor.
Öyle ki Allah (c.c.) Mülk suresi 15. ayette ''Sizin için, yeryüzüne boyun eğdiren O’dur. Şu halde onun omuzlarında yürüyün ve O’nun rızkından yiyin. Sonunda gidiş O’nadır.'' buyuruyor. O'nun verdiği bunca sayısız nimet karşısında bu durumdan istifade etmemizi ama israfa gitmememiz gerektiğini de bizlere emrediyor.
Bu konuyla ilgili en açık ayet ise Araf Suresi 31. ayette geçen ''Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.'' uyarısıdır.
Peki israf konusunda dinimiz başka neleri söylüyor?
takdir sizin, düşünelim ve çözüm üretip icraata geçelim…
devam edecek…