Bilişim teknolojileri geliştikçe zararlı yazılımların sayısı artıyor.  Kaspersky Lab’ın bulut temelli veri tabanında virüsler, Truva atları, arka kapılar, fidye yazılımları, reklamcılık uygulamaları ve komponentleri de dahil olmak üzere, bir milyar adet zararlı yazılıma ulaşıldı. Bunlardan beşte biri, Kaspersky Lab’ın alt yapısında çalışan ve makine öğrenimi tabanlı bir zararlı yazılım analiz sitemi olan Astraea tarafından tespit edilen yazılımlardan oluşuyor. Her geçen gün ortaya çıkan siber tehditlerin sayısı o kadar büyüdü ki, tek tek insan eliyle işlenmeleri imkânsız hale gelmiş durumda. Bu sebeple, zararlı yazılım keşfi ve analizi işlemlerinin insan tecrübesinden de faydalanarak otomatik bir sürece döndürülmesi, modern tehditlerle savaşmak konusunda tek uygulanabilir yaklaşım olarak karşımıza çıkıyor. Astraea tarafından keşfedilerek Kaspersky Lab’ın bulut temelli veri tabanına otomatik olarak eklenen zararlı yazılımların oranı, büyüyüşünü son beş yıldır sürdürüyor: 2012 yılında %7.53 iken, 2016 Aralık ayında %40.5’e kadar yükselmiş olduğu görülüyor. Söz konusu oran, her gün Kaspersky Lab uzmanları ve tespit sistemleri tarafından keşfedilen yeni zararlı yazılımların sayısı doğrultusunda büyüyor. Bu sayı 2011 yılında günde 70.000 dosya iken, 2016 yılında ise günde 323.000[1]’e kadar yükselmiş bulunuyor. Kaspersky Lab Anti-Zararlı-Yazılım Ekibi Lideri Vyacheslav Zakorzhevsky konuyla ilgili olarak:“Bir milyar tekil zararlı dosya gerçekten önemli bir dönüm noktası. Bu bize, isteğe göre uyarlanmış zararlı yazılımlar sunan küçük forumlardan tutun, seri olarak üretilen zararlı yazılımlara ve özel siber suç hizmetlerine varana kadar, siber-suç yeraltı dünyasının ne denli büyük olduğunu gösteriyor. Diğer yandan ise otomatik zararlı yazılım analiz teknolojilerimizin ne kadar yüksek kalitede olduğunu ve gelişmiş olduğunu gösteriyor. Bu bir milyar dosyanın 200 milyonundan fazlası Astraea makine öğrenimi sistemi tarafından eklendi ki bu etkileyici bir sayı. Gelişmiş sistemlerimiz artık sadece bilinen zararlı yazılımları her gün tespit etmekte kalmıyor, yeni ve bilinmeyenlerini de keşfedebiliyor. Geri kalan 800 milyon dosya başka tespit sistemlerimiz ve uzmanlarımız tarafından eklenmiş olsa da makine öğrenimi sistemlerinin Kaspersky Lab’ın bulut veri tabanına yaptığı katkı dikkate değer ve büyümeye de devam edecek.” diyor. Astraea, Kaspersky Lab’ın koruma altyapısını oluşturan makine öğrenimi temelli zararlı yazılım analiz sistemlerinden biri ve koruma altındaki bilgisayarlardan gelen bildirimleri otomatik olarak analiz ederek daha önce bilinmeyen tehditleri ortaya çıkarmaya yardımcı oluyor. Şirketin büyük veri tabanındaki bilgileri kullanarak zararlı yazılımların gerçek dünyada davranışları konusunda kendisini eğitip davranış kalıpları oluşturuyor ve böylece bilinmeyen ve karmaşık zararlı yazılımları tespit edebiliyor.   ESET Endpoint Security, AV-Comparatives testinde en yüksek performans skorunu aldı Bağımsız araştırma ve test kuruluşu AV-Comparatives, 6 büyük kurumsal güvenlik ürününün test edildiği özel bir Ağ Performansı Testi yayınladı. Ürünlerin kaynak kullanımı ve ağ trafiğini irdeleyen testte ESET Endpoint Security, en düşük kaynak kullanımıyla en yüksek performans skorunu aldı. Ağ Performansı Testi, altı uç birim (Endpoint) güvenlik çözümünün kaynak kullanımı, ağ trafiği ve makine yükü (CPU ve RAM) gibi değerli iş kaynakları üzerindeki etkilerini karşılaştırdı. Symantec, Trend Micro, Kaspersky, McAffee ve Sophos'u da içeren testte ESET, 0,2 MB'lik harcamayla en düşük ortalama rölanti trafiğini kaydetti. Büyük trafik, ağ performansını olumsuz olarak etkileme potansiyeline sahip. Ayrıca yüksek boyuttaki güncellemelerin, şirket ağlarına doğrudan etkisi söz konusu ve diğer kritik işlerde kullanılabilecek değerli bant genişliğini de azaltır.   ESET’in düşük kaynak kullanımı zaten ünlü Testi değerlendiren AV-Comparatives CEO'su Andreas Clementi , "ESET, sistem kaynakları konusunda son derece hafif olmakla ünlüdür" dedi. Clementi, "Bu son testin sonuçları, ESET ürünlerinin sözlerini tuttuğunu ve ağ sistemlerinde herhangi bir yük olmadan koruma sunacağını doğruluyor" açıklamasını yaptı.   Ağ trafiğine minimum etki ESET, virüs imza dosya boyutunu belirleyen ek bir testte de en yüksek nota ulaştı. Virüs imza dosya boyutu 700 MB olan önemli rakiplerden biri ile karşılaştırıldığında, ESET'in dosya boyutu 10 kat daha küçük olarak görünüyor. Bu sonuç, ESET'in ağ trafiğine minimum etkisi sayesinde bilgi işlem yöneticilerine önemli fayda sağladığının bir diğer kanıtı olarak öne çıkıyor. ESET Endpoint Security, iş ortamlarında kaynak kullanımı açısından minimum etkiye sahip ve sorunsuz çalışır. ESET Global Teknoloji Müdürü Palo Luka, "ESET'te 25 yılı aşkın süredir tehdit araştırması deneyimine dayanan, otomasyon ve insan bilgisini buluşturan, bulutla zenginleştirilmiş proaktif ve akıllı çok katmanlı teknoloji geliştiriyoruz. Gelişmiş tehdit koruması ve önleme konusundaki tutarlı yaklaşımımız sayesinde kendinizi güvende hissetmenizi sağlıyoruz" diye konuştu.   Hafif çözümler kurumlar için kilit önemdedir Testlerin sonuçları, tüm endüstriler için geçerli basit bir sonuca varıyor: Yüksek algılama oranları sunan hafif uç nokta güvenlik çözümleri, her ölçekteki şirket için kilit birer unsur konumunda. Müşteriler, daha verimli çalışma ortamı için sistem kaynaklarını ve ağ bant genişliğini etkileyen büyük dosya boyutları kullanmayan Endpoint güvenlik ürünlerini tercih etmeliler.