Uluslar Arası “RAMSAR” Sözleşmesi üye ülkeleri bağlayıcı hükümler içermektedir. Bu sözleşme İran’ın “RAMSAR”  kentinde üye ülkelerce, 01 Şubat 1971’de imzalanmıştır. İçeriği: Özellikle su kuşları yaşama ortamı olarak uluslar arası öneme sahip “SULAK ALANLARIN KORUNMASIYLA” ilgili hükümleri kapsamaktadır. Dünya ekosisteminin önemine ve korunması gerektiğine inanan gelişmiş ülkelerin öncülüğünü yaptığı “SULAK ALANLARIN KORUNMASINA” dönük “RAMSAR” sözleşmesi tüm ülkelerin üyeliğine açık tutulmuştur. Hatta AB’ye üye olacak ülkeler için bir ön koşul olarak değerlendirilmiştir. TÜRKİYE bu sözleşmeye 23 yıl gecikmeyle de olsa taraf olmuştur. “RAMSAR” sözleşmesi, 3895 sayılı yasayla onaylanarak, 17 Mayıs 1994 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe girmiştir. Ne yazık ki dünya ekosisteminin çok önemli bir ayağı olan “GÂVUR GÖLÜ” bu tarihten önce kurutulmuştu. Ancak bu olumsuz uygulamaya hâlâ direnen “GÂVUR GÖLÜ” göllüğünü hiçbir zaman unutmadı. Sağlık Ovası’na geçit vermemek için direniyor. Bizlere gerekli mesajı vermeğe devam ediyor. İnşallah bir gün anlar, gereğini yaparız. Bu sözleşmenin özüne dayanarak 30 Ocak 2002 tarihinde Ulusal Sulak Alanları Koruma yönetmeliği yayınlanmıştır. Bu yönetmelik gereğince sulak alanların korunması, genişletilmesi öngörülmektedir. Yönetmelik kapsamında uluslar arası ölçekte korunan “RAMSAR” alanları ilân edilebileceği gibi, ulusal düzeyde başka sulak alanlar koruma sahaları da ilân edilebilmektedir. Yönetmelik, 8 hektar’ın üzerinde olan sulak alanların kurutulmasını, doldurulmasını yasaklanmıştır. 8 hektarın altındaki sulak alanların kurutulması ya da doldurulması ise Bakanlığın iznine bağlanmıştır. Bu yeni bir yasal düzenleme olduğundan henüz ulusal ölçekte korunacak sulak alanların listelerinin çıkarılması ve sınıflandırılmalarının yapılması için yoğun biçimde çalışılmaktadır. Ancak yönetmeliğin genel hükümleri kapsamında tüm sulak alanların korunması ve akılcı kullanımı gerekmektedir. Çevre Orman Bakanlığı, birçok resmi kurumla birlikte ve sivil toplum örgütlerinin de katılımıyla biyolojik çeşitliliğin korunmasını tek bir yasal zemine oturtma çalışmalarına devam etmektedir. Türkiye’de bugüne değin 19’u önemli olmak üzere 250 sulak alan sözleşme kapsamına alınmıştır. İç sular Türkiye yüzölçümünün 1.6’sını kapsar. 200 Doğal gölün alanı yaklaşık 906 000 ha’dır. Türkiye’de baraj gölüyle birlikte 1 851 000 ha sulak alan vardır. Bunlar su kuşları ve sucul türler için önemli bir yaşam ortamıdır. Türkiye’de var olan 250 sulak alandan 58’i uluslar arası değere sahiptir. Bunlardan 18’i A sınıfı sulak alan olarak uluslar arası düzeydedir. Türkiye sulak alanlarından 76’sı (1 240 000 ha.) önemli kuş alanı olarak belirlenmiştir. Dileğimiz, Gâvur Gölü anısına, 10 ha’lık Sulak alan Orta yol projesinin gerçekleşmesiyle, burada kırılan ekosistemin ayağının tekrar işlerliğe kavuşturulmasıdır. Bu konuda Sivil Toplum Kuruluşlarımızın, Üniversitemizin, Siyasilerimizin, Kamu ve Yerel yönetimlerimizin içtenlikli desteklerine ihtiyaç vardır. Biz yetişkinlerin geleceğe zengin bir doğa, yaşanılabilir sağlıklı bir çevre bırakma sorumluğu ile elimizi taşın altına koymamız gerektiğini düşünüyorum. DEVAM EDECEK